Kelimeler: yere

Yere kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. Adamın kendisine geçen emeklerine böyle onu sebepsiz yere bırakıp gitmekle mi mukabele edecekti?


22. Biraz iyileşir iyileşmez derhal Edremite dönecek ve Muazzezi alarak herhangi bir yere gidecekti.


23. Oradan bütün kasabaya dalga dalga yayılan bir ses Yusuf u olduğu yere mıhladı.


24. Oraya, o küçük ve çukur yere gidip gömülmek mecburiyeti ona pek acı geldi.


25. Yusuf yere atlayarak hayvanların başını tuttu ve ağır ağır bu kumlu sahayı geçti.


26. Gibi sözler işitiliyor ve çabuk çabuk, birbiri arkasından yere atılan iskambiller acayip hışırtılar çıkarıyordu.


27. Kalkıp Yusuf a atılmak istedi, daha doğrulmaya vakit bulamadan ikinci bir hücumla yere serildi.


28. Ah, onun gittiği yere bakınca, birkaç kişi ile birlikte gelen Şakir ile Hacı Etemi gördü.


29. Onun bu kadar sebepsiz yere/bu kadar insafsızca Yusufun hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi.


30. demek isteyen bir göz attıktan sonra döndü, Yusuf onu kolundan çekerek oraya, pabuçların durduğu yere çöktürdü.


31. Fakat tam bu sırada Yusuf un pek de dayanılacak gibi olmayan yumruğunu suratına yiyerek yere yuvarlandı.


32. Hele şu yere bakan oğlan, şu Yusuf yok mu, onun hesabını da görecek zaman gelir helbette.


33. Bazen gözü pencereden Kuyucak tarafına ilişiyor, hemen kendisine bir durgunluk geliyor, çocuğu kucağından yere bırakarak düşünmeye başlıyordu.


34. Düşündükçe şimdiye kadar aldığı tavırları manasız buluyor ve kendisini de, başkalarını da boş yere sıkıntıya soktuğunu zannediyordu.


35. Çünkü, salıncağın yere her yaklaşışında, biraz ilerdeki bir ağaca yaslanmış duran Yusuf a doğru gülümsüyor, başiyle işaretler ediyordu.


36. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde, memnun olmaya çalışmıştı.


37. Hacı Etem altına alıp oturmuş olduğu sağ ayağını yere indirdi ve eliyle bir şey fırlatıp atar gibi bir işaret yaptı:


38. Uykudan gözlerini uğuşturan bir delikanlı atları içeri avluya aldı ve yere indikten sonra ba- caklarını geren Kaymakama şaşkın şaşkın baktı.


39. Yumruğunu vurmak için öbür elini kaldırdı, birden iki eli de havaya kalktı, bir inilti çıkardı, sallandı ve arka üstü yere yıkıldı.


40. Vakur bir vınlayışla uçan arının arkasından avaz avaz bağrışarak koşuyorlar ve yaklaştıkları zaman kavak dalını savurup hayvanı sersem ediyor ve yere düşülüyorlardı.