Kelimeler: hal

Hal kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bu hal kaç sene sürebilirdi?


2. Cildi şeffaf denecek bir hal almıştı.


3. Birdenbire sararan çehreleri, titreyen elleriyle, acınacak bir hal almışlardı.


4. Birkaç aydan beri devam eden bu hal, Muazzezi adeta sersemletmişti.


5. O zaman Yusuf un da çehresi değişti; birdenbire düşünceli bir hal aldı.


6. Muazzez söylenen sözlere bir gülümsemeyle mukabele ediyor, Yusuf ise kimsede bir şey söylemeye hal bırakmayacak kadar tutuk oluyordu.


7. Yüzü korkunç bir hal alıyor, kuru gözleri patlayacak kadar dışarı fırlıyor ve çamur içindeki elleri asabi hareketlerle Muazzezin soğuk vücuduna sarılıyordu.


8. Bu hal biraz daha devam eder, herkes bana karşı cephe almaya başlarsa ya başımı alıp kaçacağım, yahut da kafama bir kurşun sıkacağım.


9. Bir müddet evvel oraya kadar gidip bir kadeh atan, sonra meze dolu ağzıyla tekrar masa başına gelerek oyuna iştirak eden keyif ehillerinde pek yerlerinden kımıldayacak hal kalmamıştı.


10. Yaşlandıkça düzgüne merak saran, saçlarını acayip otlarla boyayan, kaşlarına çatma rastık çeken ve ahbaplarıyla dostluğu yavaş yavaş dedikodulu bir hal almaya başlayan bu kadın, hatta hiç eve gelmese daha iyi olacaktı.