Kelimeler: önüne

Önüne kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


41. Yusuf arabayı bu tarafa, çamların altındaki bir düzlüğe sürdü; atları arabadan sökerek her birini birer ağaca bağladı; yolun kenarından getirdiği birkaç iri taşı tekerleklerin önüne koydu.


42. Orta yaşlı bir mümeyyiz, önüne beş on makbuz koçanı alarak, Yusuf a bunlar üzerinde adeta uzunca bir ders verdi ve delikanlı akşama kadar bunları bellemek için temrinler yapmakla vakit geçirdi.


43. Yusuf ara sıra lakırdıyı bırakıp küçük kıza doğru bakınca kız da başını ona kaldırır, güler, fakat ayağını bir taşa çarparak derhal yüzünü buruşturur, önüne bakmaya mecbur olur, böylece Yusuf u güldürürdü.


44. Yusuf ortadaki bakır sahandan kuskus pilavı alıp ağzına atarken, o günkü hayatını gözünün önüne getiriyor ve tozlu bir odada, mürekkep lekeli bir masanın başında mutlak surette boş oturmanın hiçbir suretle müdafaa edilemeyeceğini hissediyordu.


45. Ellerini kavuşturup oraya, Cemal Çavuşun önüne dayandı; başını ileri uzatarak yavaş sesle, fakat hiç durmadan ve cümleleri birbiri arkasına sıralayarak birçok şeyler söyledi, bu meyanda, Alinin ölümünün bir kaza eseri olduğuna çavuşu ikna etti.