Kelimeler: önünde

Önünde kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Kapının önünde ne bekliyorsun?


2. Önünde çok bir para yoktu.


3. Bir aralık Alinin önünde olduğunu hissetti.


4. Kapının önünde birbirlerinden ayrılırlarken Hacı Etem:


5. Eyvah, dedim, kızım gözümün önünde ölüp gidecek...


6. Yusuf şaşkın ve sapsarı kapının önünde duruyordu.


7. Babası orada, hemen önünde, eşiğin yanında yüzükoyun uzanıyordu.


8. İsmail arabayı iki katlı bir kapının önünde durdurdu.


9. Sessiz bir kafilenin içinde ve başı önünde mezarlığa kadar gitti.


10. Önünde yatana hayretle gözlerini dikti, sonra daha yaklaşarak onu yakından süzdü.


11. Evin tam Önünde bir asma çardağı, ufak ve fıskiyeli bir havuz vardı.


12. dedi, sonra Yusufun bir şey söylemesine meydan vermeden yavaşça, başı önünde, ilave etti:


13. Fakat önünde uzanan ve siyah tiftik gocuğun içinde hiç kımıldamayan bu vücuda dokunmaktan korktu.


14. Yusuf daha kapının önünde dururken içerde süratli bazı tıpırtılar olmuş ve sonra birdenbire kesilmişti.


15. Bereket ver- sin Kaymakam ona dikkat etmiyor, başı önünde sık sık nefes alarak sadece dinliyordu.


16. Ter damlalarıyla ıslanan ince ve seyrek bıyıkları, arkadaşlarının önünde, şaşkın bir gülüşle sanki daha seyrekleşiyordu.


17. Yalnız önünde sarı ve rutubetli topraktan küçük bir tümsek belirince gözlerini ona dikti, gırtlağı yırtılır gibi bir kere:


18. Yerde güzelce bir halı, kenarda, avukatın önünde, geniş ve üzeri deri kâğıtlar, kahverengi zarflarla dolu bir masa duruyordu.


19. Tahta köprü iki tarafta taş rıhtımlara dayanıyor ve köpürerek gelen çamurlu sular bu rıhtımın önünde gürültü bir anafor yapıyordu.


20. Bu oyunda kazanılan paranın ortada tutulması şart olmadığı için, Etem aldığı san liraları cebine koyuyor ve önünde birkaç mecidiye bırakıyordu.