Kelimeler: gören

Gören kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bunları gören Şakirin niçin daha ileri gitmediğine hayret edebilirdi.


2. Ama şimdi; Muazzezi istedikten sonra, herhangi bir hafifliğini gören yok.


3. Yanında giden ve onun yüzünün elemle buruştuğunu gören babası sordu:


4. Esma Kadın, evde kâhyalıktan aşçılığa kadar birçok işler gören Rumelili emektardı.


5. Bir müddet sonra etrafındakilerin yerlerinden kalktıklarını, camiye doğru yürüdüklerini gören Yusuf doğruldu.


6. Onu doğrulmuş gören karısı oraya, ayak ucuna çöküp hüngür hüngür ağlamaya başladı...


7. Bu hah gören ev sahibi artık itiraz etmedi; yalnız Yusuf u odaya sokarak:


8. Hovardalıklarından, daha ziyade mazur gören bir teessüfle bahsederler, Biraz yaşlanınca uslanırlar, ne diyeceksin, delikanlılık!


9. Yusuf un girdiğini gören kadın, yukarı kata giden merdivenin alt basamaklarından birinde duran idareyi alıp fitili yükseltti.


10. Aynı zamanda kiler ve sandık odası vazifesini, zamanına göre de misafir odası işini gören taşlıkta Kübra ile anası yatıyorlardı.


11. Yusuf yaklaşınca âdeti olduğu üzere elini arkadaşının omzuna koydu, yüzü gülüyordu, fakat bu gülüşte biraz da karşısındakini küçük gören bir ifade vardı:


12. Yalnız, ara sıra, karı koca kavga ederken, adeta kin ve istihfaf ile Şahindeye dikilen gözleri, Salâhattin Beye ilişince öyle yumuşaklaşır, öyle tatlı ve birçok şeyler söyleyen kıvılcımlarla dolardı ki, bunu gören bir adam, Yusuf un içerisinde bizimkilere hiç benzemeyen, bizimkilerden çok daha derin ve büyük birtakım hislerin bulunduğunu zannedebilirdi.