Kelimeler: örten

Örten kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. diye bağırdıktan sonra, yumruklarını karısının üstünü örten topraklara soktu.


2. Arabanın zeminini örten çulun altına sadece biraz kuru ot serpilmişti.


3. Her tarafı örten karların verdiği bir ışıkta, kucağındaki kadının yüzüne baktı.


4. Gökyüzünü kaplayan ve güneşi örten bulutlar karşıdaki dağların tepelerine kadar uzanıp orada sis halinde yerleşiyor ve ovanın üzerinde gitgide yükseliyordu.


5. Sedirle kapı arasında, ayakucu kapıya doğru bir yatak duruyor; yatağın üzerini tamamen örten ve uçları biraz da yere uzanan yorganı hareketsiz iki insan vücudu kabartıyordu.


6. Karşısındaki ocağın üstüne konan bir yağ kandili ile, ocakta çıtırdayarak ağır ağır yanan bir kütüğün alevleri, toprak zeminin ancak bir kısmını örten hasırı kırmızıya boyuyor ve mor yüzlü yorganın üstünde gölgeler uçuruyordu.