Kelimeler: alinin

Alinin kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. Bu şahitlerden ikisi, adlarını candarmalardan birine yazdırdıktan sonra, belediye doktoruna ve Alinin babasına gönderildiler.


22. Kübra, başından geçenleri anlattığı gün, akşam üzerine doğru, Yusuf, evden çıkmış, Şerif Ağanın oğlu Alinin dükkânına gitmişti.


23. Çünkü, ortada güya henüz bir şey olmadığı söylenmesine rağmen, Alinin Muazzezi alacağına kasabada olmuş bir iş diye bakılıyordu.


24. Yusuf un bu aileden hoşlanmadığını, hele arkadaşı Alinin ölümünden sonra büsbütün kızacağını bildikleri için bu ziyaretleri evde söylemediler.


25. diyerek Alinin senasında bulunmaktan geri kalmıyor ve bu sırada ondan damat diye bahsederek, işin pek iptidalarda bulunmadığını anlatmak istiyordu.


26. Alinin kavuniçi zifirden dikilmiş yakalıksız firenk gömleği ve bir kenarı ceketinin yan cebinden sarkan sırma işlemeli çevresi bugüne mahsus lükslerdendi.


27. Atlas entarisinin hafifçe kabaran göğsü, bütün hicabına ve gayretine rağmen, zavallı Alinin gözlerini dayanılmaz bir tecessüs ve hayretle kendisine çekiyordu.


28. Bu rapora nazaran, maktul Şerif oğlu Alinin sol göğsünden çıkarılan kurşunlar, büyük çaplı ve ham kurşun atan bir tabancadan endaht edilmişti.


29. Sonra sanki bu ağır silahı taşımaktan yorulmuş gibi, kolu ağır ağır aşağıya indi, Alinin hizasına gelince durdu, dimdik uzandı ve daha aşağı inmedi.


30. Alinin gözleri, iki tarafına bakınmasına ve başını mütemadiyen başka istikametlere çevirmek istemesine rağmen Muazzezin yüzüne doğru kayıyor ve derhal kendi yüzü de onunki gibi kızarıyordu.


31. Evvela Şakirle Alinin dostluğundan, çocukluktan beri aynı mahallede beraber oynadıklarından tutturup, ortada düşmanlık doğuracak bir meselenin asla geçmediğini, hele birbirlerini öldürmeyi düşündürecek sebeplerin mevcudiyetini tasavvura bile imkân olmadığını söyledi.


32. Ellerini kavuşturup oraya, Cemal Çavuşun önüne dayandı; başını ileri uzatarak yavaş sesle, fakat hiç durmadan ve cümleleri birbiri arkasına sıralayarak birçok şeyler söyledi, bu meyanda, Alinin ölümünün bir kaza eseri olduğuna çavuşu ikna etti.


33. Genç yaşında küçük bir kız çocukla dul kaldığı halde babasından ve kocasından kalan malları tek başına idare etmiş, ayağına mestlerini giyip aylarca zeytinlerinin başında dolaşmış, İstanbula ve İzmire yağ satmış, nihayet kızını oldukça fakir bir delikanlı olan Şerif Efendiye, Alinin babasına verince, biraz istirahate çekilmişti.