Kelimeler: aliye

Aliye kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Sözleri Aliye ait hatıralara temas edince sustular.


2. Aliye uzun uzun ve dikkatle baktıktan sonra, ağlar gibi bir sesle sordu:


3. Kimseyi beğenmediğim yok, fakat ben Aliye filan gitmem, bunu da bilmiş olun!


4. Bu aralık Şakirin gözü birdenbire, kendisinden beş altı adım ötede oturan Aliye ilişti.


5. Güya kime söylediğini belli etmeyerek, fakat yarı yarıya Aliye bakarak, küfürler savuruyor ve:


6. Bunlar ilk celsede vakayı gördükleri gibi anlattılar ve Şakirin tabancayı Aliye doğrulttuktan sonra nişan bile aldığını söylediler.


7. Bu rapor meselesi ortaya atılmadan evvel ifadeleri alınan şahitler, Şakirin Aliye sıktığını söyledikleri tabancanın cinsini tayin edememişlerdi.


8. Onun için ömrünün bu en azaplı, en fırtınalı anında gene, sükûnetini aldı ve Aliye sadece duyduğu vakayı anlattı.


9. Bir kere aklı Muazzeze saplanmıştı, mütemadiyen onu görüyor ve nazarları Aliye iliştikçe hakikaten içinde kaynar sular köpürüyormuş gibi oluyordu.


10. Cemal Çavuş genç ve meslekte yeni bir candarmaydı, fakat Hacı Etemin buraya Aliye yanıp yakılmak için gelmediğini anlamayacak kadar da saf ve acemi değildi.


11. Aliye karşı girdiği taahhüdü yerine getirmek için Muazzezi feda etmiş ve Muazzezin kendisine: Kimi istiyorum, anladın mı?


12. Bütün bunlar: Tabancanın çıkıp, havaya sıkılması ve sonra Aliye doğru uzanması bir nefes alımı kadar bir zamanda olmuştu ve birçokları ancak silah sesi üzerine başlarını o tarafa çevirdiler.


13. Diğer şahitler, bu meyanda karakolda ifade veren ilk dört şahit, bir şeyden haberleri olmadığını, o gece herkesin coşup havaya silah attığını ve bu gürültü arasında Aliye kimin kurşunu değdiğini kestiremeyeceklerini ileri sürdüler.


14. Evlerinin alt katındaki alçak tavanlı ve loş odada bir köşe minderine oturarak hiç durmadan okuyup kınalı elleriyle teşbih çeken, üç ayları tutan, günde bilmem kaç rekât nafile namazı kılan ve damadına bile başörtülü çıkan bu kadının Aliye karşı büyük bir zaafı vardı.