Kelimeler: ağlamaya

Ağlamaya kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Kadın yine ağlamaya başladı.


2. Muazzez büsbütün ağlamaya başlamıştı.


3. Muazzez kendini daha fazla zapt edemeyerek ağlamaya başladı.


4. Uzun uzun baktı ve sonra sessiz sessiz ağlamaya başladı.


5. Onu doğrulmuş gören karısı oraya, ayak ucuna çöküp hüngür hüngür ağlamaya başladı...


6. Çocuk onu iki eliyle ve şiddetle iterek yorganların üstüne kapandı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.


7. Bir kenarda bir dakika dinlemek imkânı bulursa derhal gözlüğünü alnına kaldırıp ağlamaya başlıyor ve yaşlar ak sakallarından süzülerek mintanına damlıyordu.


8. Günde en aşağı üç dört komşuya gidiyor, Muazzezden dinlediği ölüm tasvirini, ilaveler yaparak, eve her gelen misafire ve her gittiği komşuya birer kere anlatıyor, sonra onların da iştirakiyle sesli sesli ağlamaya başlıyordu.


9. Kasabanın en iyi suyu olan bu çeşmenin başı, bilhassa akşam üzerleri, mahşere dönerdi; testiyi taktıkları kolun mukabil tarafına meylederek ağızlarında sakız, çıplak ayaklarında nalınla gelen yetişkin kızlar; emzikli toprak bir ibrik ile ıkına sıkına gelen ve karanlığa kalınca ağlamaya başlayan çocuklar; ellerinde iki teneke, saçları ortadan ayrılmış, beyaz önlüklü kahveci çırakları hep burada toplaşırlar, konuşurlar ve sıra kavgası ederler, sonra kaplarını doldurup giderlerdi.