Kelimeler: almaya

Almaya kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Haber almaya geldin değil mi?


2. Ağzını açarak bitkin, harap, nefes almaya uğraşıyordu.


3. Ona göz koyup almaya kalkanların hali meydandaydı.


4. Hanım Hilmi Beylerden, dedi, bağa gideceğiz, seni almaya geldim, dedi.


5. İşler nasıl gidiyor, yolunda gidiyor mu diye haber almaya geldin!


6. Bir inilti cevap verdi ve Şahinde sofradan idareyi almaya giderken kocası boğuk bir sesle:


7. Fakat o sırada her iki ihtiyar çoraplarını çıkarıp ayaklarına nalın giymişler ve teneke ibrikleriyle, aptes almaya gitmişlerdi.


8. Bu sırada ayağa kalkan Şakir, onların arkasından koşmak istiyordu; fakat İhsanla salıncakçı, kollarından tutmuşlar, bırakmıyorlar ve elinden tabancasını almaya çalışıyorlardı.


9. Bu hal biraz daha devam eder, herkes bana karşı cephe almaya başlarsa ya başımı alıp kaçacağım, yahut da kafama bir kurşun sıkacağım.


10. Yusuf onların, omuzlarında havlu ve çıplak ayaklarında nalın ile, kolları sıvalı, aptes almaya gittiklerini ve pembe, çıplak ayaklarıyla kirli bir seccadenin üstünde yatıp kalktıklarını tekrar görür gibi oldu.


11. Yaşlandıkça düzgüne merak saran, saçlarını acayip otlarla boyayan, kaşlarına çatma rastık çeken ve ahbaplarıyla dostluğu yavaş yavaş dedikodulu bir hal almaya başlayan bu kadın, hatta hiç eve gelmese daha iyi olacaktı.


12. Bazı geceler zavallı adam yatakta inlemeye, boğuk boğuk nefes almaya ve eliyle kalbini tutarak öksürmeye başlayınca Şahinde yarı uyku halinde kolonya şişesini uzatıyor, yahut, daha ağır hallerde, Askeriye doktorunun verdiği ilaçtan bir kaşık içiriyor veya lokman ruhu koklatıyordu.