Kelimeler: yoktu

Yoktu kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


41. Salâhattin Beyin bir iki günde üç yüz lirayı bulabilmesine imkân yoktu.


42. Testilerdeki suyun bu vakitte onu kandıracak kadar soğuk olmasına imkân yoktu.


43. Bugün çaresi bulunması icap eden şeyin bir gün beklemeye bile tahammülü yoktu.


44. Hiçbir çare yoktu; hayatları belki daha kötüleşecek, fakat asla daha iyi olmayacaktı.


45. Kendisi istediğini yapmakta hür olsa bile, bu adamdan kızını ayırmaya hakkı yoktu.


46. Loş odada demir kaşıkların kâseye dokundukça çıkardığı hafif şıkırtıdan başka ses yoktu.


47. Lüzumu da yoktu ya, âdettir de onun için; siz bir imza buyurun!


48. Şehrin en iyi aileleri arasında bile bunların istedikleri zaman alamayacakları kız yoktu.


49. Ceza Reisi çok namuslu, hakperest bir adam olduğu halde, kumara biraz yüzü yoktu.


50. Bir müddet evvel yatakta uzandığını gördüğü harap ve yorgun insanla bunun hiçbir alakası yoktu.


51. Burada Allah filan da yoktu; ölen bir insana, ölümü bütün dehşetiyle duyan bir insanın hitabı vardı.


52. Bunu pek tabii görmeliydi, çünkü arabanın içinde kimse yoktu ve hayvanları, sarı mintanlı genç bir köylü sürüyordu.


53. Ne de olsa, gelecek olan bu evin erkeği idi ve Şahindede onu sokakta bırakacak kadar cesaret yoktu.


54. Bu insan başkasına, hatta bir iyilik yapacak olsa bile bunu böyle bir tebessümle evvelden haber vermeye hiç lüzum yoktu.


55. Fakat bu kadının gözyaşları o kadar hakiki, o kadar içten gelmeydi ki, görenlerin onun teessürüne iştirak etmemelerine imkân yoktu.


56. Ocakta çorba pişirmeye çalışan kadının tıpırtısından başka bir ses yoktu; bir de toprak dama düşen yağmur damlalannm boğuk sesi...


57. Bir şey yapmaya imkân yoktu: Oyunu bırakmak tekliflerini Salâhattin Bey şaşkın, fakat sert bir el işaretiyle reddetmiş ve Hilmi Bey de:


58. Burada pınar filan yoktu, kocaman bir ceviz ağacıyla, nisbeten genç iki çınar, dallarını birbirlerine yaslamışlar, derin bir uykudan uyanmak hülyaları kuruyorlardı.


59. Onun fıkrince, nasıl harpte kazanmak için her vasıta meşru ise, adalette kazanmak için de mümkün olan her çareye başvurmakta beis yoktu.


60. Bunları düşünmeyen Yusufun şimdi herhangi bir şekilde müdahale etmeye, kızmaya hakkı yoktu ve Şahinde, damadına karşı fena hareket ettiğine asla kani değildi.