Kelimeler: uzun
Uzun kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
21. Uzun ve birbirine benzeyen seneler ağır ağır geçtiler.
22. Yusuf gözlerini karşısındakinin yüzüne dikerek uzun müddet baktı.
23. Nihayet uzun hesaplar yapıp yekûnunu toplamış gibi başını silkti:
24. Yusuf hiç bu kadar uzun müddet ondan ayrılmış değildi.
25. Salâhattin Bey kızı için pek lüzumlu bulduğu bu musiki derslerinin kesilmesinden memnun olmadı, fakat dikbaşlı olduğunu bildiği Yusuf la uzun uzun çekişmeye üşendi.
26. Galiba Kaymakam Bey seni görmüş, ne diye uzun zaman kalıyor?
27. Lambanın sarı ışığı altında Kaymakamın yüzü olduğundan daha uzun görünüyordu.
28. Uzun bir tahta köprü dereyi bu noktada aşıyor ve Havrana,
29. Fakat bu nöbetler sık sık gelmeye ve bazen uzun sürmeye başladı.
30. Ayaklarının ucuna basarak yatağın kenarına gidip oturdu ve karısına uzun zaman baktı.
31. Belediye doktoru uzun senelerden beri Edremitteydi ve ihtiyarladıkça pansuman yapmayı bile unutmuştu.
32. Fakat Şakirle bir odaya kapanarak yaptıkları uzun bir münakaşadan sonra razı oldu.
33. Gözlerinin içi, uzun müddet açlık çekenlerde görülen bir parlaklıkla, kinle etrafa bakıyordu.
34. Hepsi kumar değil mi canım, uzun işe girmektense ayakta birkaç el,çeviririz...
35. Kübra uzun müddet başını kaldırmayarak düşündü, sonra karar vermiş gibi başını salladı.
36. Uzun memuriyetlerin tecrübesi, yerlilerin kendisi gibi memurlarla niçin ahbap olduklarını ona Öğretmişti.
37. Fakat bir akşam, Şakir Beyler yanlarında uzun boylu, sarışın bir adamla birlikte geldiler.
38. Sakalları birkaç saat içinde uzamış, uzun parmaklı ellerinin üzerinde mor damarlar peyda olmuştu.
39. Yüzü sapsarı olarak uzun zaman ona baktı, sonra önündeki bir telgrafı gözüyle işaret ederek:
40. Yusuf ve Muazzez gibi iki insanın uzun zaman bu teessürlerden kendilerini kurtaramamaları beklenirdi, fakat, evvelce de söylediğimiz gibi, hadiseler birbirini çok çabuk kovaladı ve zihinleri uzun zaman bir nokta üzerinde kalmaktan menetti.