Kelimeler: tahta

Tahta kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Eliyle ağzını kurulayarak kenardaki yeşil tahta sandığa oturdu.


2. Onu bu günün hürmetine bir tahta iskemleye oturtmuşlardı.


3. Odasındaki tahta masanın başında oturuyor, kamış kalemlerden biriyle oynuyordu.


4. Tahta parmaklıklardan giren ay yatağa, genç kızın yüzüne kadar uzanıyordu.


5. Uzun bir tahta köprü dereyi bu noktada aşıyor ve Havrana,


6. Yusuf elinde idare ile tahta merdivenleri gıcırdata gıcırdata çıkmaya başladı.


7. İndirdiği tahta kepenklere kol vurup kilitledi ve ağır ağır evin yolunu tuttu.


8. Yusuf köpürerek akan bir derenin üstünden geçen bir tahta köprüye geldiklerini gördü.


9. Orada asılı duran kaşık torbasından bir tahta kaşık alarak soğuk tencerenin başına oturdu.


10. Tahta merdivenler, genç kadının bir an için dokunan adımlarının şiddetiyle, sallanıyor ve çatırdıyordu.


11. Bağda dolaşanlar tahta kapının alt ucunun yerde sürünerek çıkardığı sesi duymuşlar, bu tarafa bakıyorlardı.


12. Şakir kapıya yakın bir masaya gitti, tahta iskemleyi külhanbeyce bir tavırla çekip altına aldı.


13. Şakir, candarmaların koğuşundaki iki katlı tahta kerevetlerden birinin alt kısmına yatağını sermiş ve yatıp uyumuştu.


14. Yatağın önündeki devrilmiş çorba tası ve tahta kaşık olduğu gibi duruyor ve kimse onlara el sürmüyordu.


15. Bir kenarda üstleri tahta kapaklarla örtülü duran zeytinyağı küplerinden, yukarı kata çıkan merdivenin alttan görünen çürük tahta basamaklarından, çivitli duvarlardan, üst üste yığılmış birkaç şilteden ve bahçe kapısının yanındaki tulumbadan mütemadiyen bir küf kokusu fışkırmakta ve ortalığa yayılmakta idi.


16. Tahta köprü iki tarafta taş rıhtımlara dayanıyor ve köpürerek gelen çamurlu sular bu rıhtımın önünde gürültü bir anafor yapıyordu.


17. Ocak başında iş görmeye çalışan kadın ikide birde tahta sandığı açarak içinden bir toprak tencere veya bir avuç tuz alıyordu.


18. Akşamlan bu havuzun kenanna bir tahta masa çıkanlır, üzeri patlıcan salatası, balık tavası vesaire ile donatılır, rakı şişeleri bir kenara dizilirdi.


19. Nihayet uzun bir beklemeden sonra çorba hazırlandı; kadın bunu çinko bir tasa doldurduktan sonra sandıktan aldığı tahta bir kaşıkla birlikte kızına uzattı.


20. Yeşil tahta sandığın bir köşesinde duran sofra bezini, yarım ekmeği, ocağın yanında asılı duran torbadan kaşıkları aldı, içini çekerek sofrayı hazırlamaya başladı.