Kelimeler: odada

Odada kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Odada oturup sıkılmak yok.


2. Evvela ne olduğunu anlamayarak gözlerini odada gezdirdi.


3. Karanlık odada en küçük bir hareket bile yoktu.


4. Odada kendisini bekleyen Hasip Efendi ile Nuri Efendiye meseleyi anlattı.


5. Bir müddet sonra Yusuf yorulduğunu hissetti ve gözlerini odada dolaştırmaya başladı.


6. Babası tulumbada elini yüzünü yıkarken Yusuf yukarı çıkıp odada pencerenin önüne oturdu.


7. Loş odada demir kaşıkların kâseye dokundukça çıkardığı hafif şıkırtıdan başka ses yoktu.


8. Yusuf gözlerini odada şöyle bir gezdirdikten sonra içeri doğru bir adım attı.


9. Şimdi sen o tozlu odada oturdukça kendi kendine: Benim burada ne lüzumum var?


10. Birkaç kere kalkıp odada aşağı yukarı dolaştı, başı dönerek tekrar yatağa uzanmaya mecbur oldu.


11. Alt katta, sokak üstündeki bir odada kurulan yer sofrasına, karısı ve kızı ile birlikte oturdu.


12. Birdenbire olduğu yerden kalktı, aşağı koştu, sokak üstündeki odada yatağını toplayan Şahindeyi kolundan tutup çekerek:


13. Alt katta, sokak üstündeki odada yeni peyda olduğunu gördüğü bir masanın ne olduğunu sormuş, Şahinde de:


14. Annesi bu sefer onu susturmak için kucağında hoplatarak odada dolaşır, sonra bahçeye çıkarak kızcağızı orada avutmak isterdi.


15. Bu odada her şey ona, bilmediği bir dinin mabedine giren bir adam gibi, anlaşılmaz ve korkunç görünüyordu.


16. Yusuf Bayram Yerini geçtikten sonra hayvanı yavaşlattı, eve yaklaştığı zaman alt katta, sokak üstündeki odada ışık yandığını gördü.


17. Yatağın kenarından başlayıp odanın ortasına kadar yayılan ve orada ufak bir gölcük meydana getiren pıhtılaşmış kanlar bu odada birtakım hadiseler olduğunu söylüyordu.


18. Birkaç kere, gündüzleri, yukarı kata, Muazzezin yanına çıkmış, yapayalnız bir odada bir mindere yüzükoyun yatarak düşünen genç kızla bir iki laf etmek istemişti.


19. Kış günleri ise bu masa içerde bir odada hazırlanır, Edremitte pek de lüzumu olmayan mavi bir çini soba yanar ve rakı burada içilirdi.


20. İsmail aşağıdaki odada Kaymakama bir yatak sermiş ve çekilmişti; Salâhattin Bey de soyunmadan bunun üzerine uzandı ve sönmeye yüz tutan çıranın ışığında donuk bir kırmızılıkla parlayan rakı testisine gözlerini dikti.