Kelimeler: içine

Içine kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Torbaları arabanın içine bıraktı.


2. dedim, yatağın içine çekerek: Şimdi görürsün!


3. Beni de işin içine karıştırmayı istediler desene...


4. İnsan içine çıkmaktan kaçarsan kendine yazık edersin.


5. İşin içine bir de bıçak oyunu girdi.


6. Kollarını dirseklerine kadar kapının içine sokup yaslanarak:


7. Yusuf ağır ağır, karşısındakinin gözlerinin içine baka baka:


8. Çünkü hiçbir taraf kaymakamı işin içine karıştırıp kızdırmak istemiyordu.


9. Ben hem eşyayı evin içine taşıyor, hem de türkü çağırıyordum.


10. Yusuf sırtını büyük çınarın gövdesine dayayarak gözlerini gecenin içine dikti.


11. İlk günlerde biraz şaşıran Muazzez, yavaş yavaş kör bir gevşekliğin içine kendini bırakıyordu.


12. O zaman Muazzez bu işareti bekliyormuş gibi doğruldu, Yusuf un ellerini avuçlarının içine alarak:


13. Kendisi de uzandı ve hemen, bir kuyu kadar boş ve karanlık bir uykunun içine yuvarlandı...


14. Ne yapacağını, nereye gideceğini tayin edemeyerek arkasına döndü ve arabanın içine doğru yavaş sesle sordu:


15. Evin içine girdim, baktım Seyit Efe yok, Kübraya sordum, kız ağlamaktan iki yana bakacak halde değil.


16. İçine düştüğü çukurun derinliğini haber vermek belki onu daha çok korkutacak ve meyus edecek; fakat bir işe yaramayacaktı.


17. Vaziyeti onu o kadar sıkıyordu ki, bir arşın eninde ve boyunda bir kafesin içine kapatılmış gibi, çırpınmak arzusu duyuyordu.


18. Onun biraz solunda, dükkânın içine doğru yan yana asılmış duran daha küçükçe levhalarda: Bir işte kasıt ne ise hüküm ona göredir!


19. Üstü açık ve tek atlı arabanın içine bir kilim ve onun üzerine bir şilte kondu, bunlar da bir halı ile örtüldü.


20. Kadın kendini tutmak için çok çalıştı, fakat gözyaşları ondan daha kuvvetli çıktılar ve o bu sefer sessiz sessiz, yaşlarının yarısını içine akıtarak ağladı.