Kelimeler: hafif
Hafif kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Salıncak evvela hafif hafif, sonra gitgide hızlanarak uçmaya başladı.
2. Şakir hafif bir silkindi.
3. Sesi hafif ve ürkek çıkıyordu.
4. Hafif bir rüzgâr Muazzezin saçlarını uçuruyordu.
5. Nefes alır gibi hafif bir sesle:
6. Sonra hafif bir tebessümle ilave etti.
7. Şişmanca vücudunu hafif bir ter kaplamıştı.
8. Ancak ucunu görebildiği kaşlar hafif ürpermelerle kımıldıyordu.
9. Yusuf içinde hafif bir ürperme duyarak sordu:
10. Hafif ve tatlı bir başdönmesini kahkahalar takip etti.
11. Hafif yağmur çiseliyor ve yoldaki araba tekerleği izlerini dolduruyordu.
12. Hatta buralarda pek nadir görülen hafif bir kar serpiştiriyordu.
13. Muazzezin vücudu bir çocuk kadar hafif ve ince idi.
14. Güzel tambur çalardı; şimdi de bıyıklarından sular akarak hafif hafif ıslık çalıyor, bugünlerde çalıştığı, kemençeci usta Nikolakinin mahur saz semaisini tekrar ediyordu.
15. Yaylı arabanın boşluğa doğru uzanan oku hafif hafif sallanıyor ve içinde bulunan iki genç insanın nefesleri kuru ot ve keçe kokularına karışıyordu.
16. Durup dururken ağladığı, sonra hafif bir tebessümün dudaklarına yayıldığı oluyordu.
17. Sonra tabancayı cebine yerleştirerek başını sol tarafa çevirdi, hafif bir sesle:
18. Yüzüne hafif bir kan geliyor ve öğürme geçer geçmez derhal kayboluyordu.
19. Loş odada demir kaşıkların kâseye dokundukça çıkardığı hafif şıkırtıdan başka ses yoktu.
20. Bol yenli kolları ancak göğsünün altına kadar kalkıyor ve parmakları işitilmeyecek kadar hafif şıkırdıyordu.