Kelimeler: hâkim

Hâkim kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Evdekilere hâkim olmak, Şahindeyi tehdit etmek faydasızdı.


2. Biraz yavaşlarsa kendine hâkim olamayıp geriye koşacağını hissediyor ve daha hızlanıyordu.


3. Bazen insan avunmak için başka çare bulamıyor ama, sen nefsine hâkim ol.


4. Zaten bu serin taşlığın kış yaz en hâkim kokusu bu küf kokusu idi.


5. Halbuki Yusuf kendine, biraz güçlükle de olsa, hâkim oluyor ve kafasını çatlatırcasına, çareler düşünüyordu.


6. İçinde bu anda hâkim olan his, Muazzeze karşı duyduğu istek değil, Yusuf a karşı duyduğu kindi.


7. Yusuf yerinden kalkar gibi oldu, tekrar kendine hâkim olarak: Gece yarılarına kadar mı oturup hatır sordu?


8. Muazzeze bugün hâkim olan dalgınlık ve dünyaya yabancılık onun yavaş yavaş Yusuftan da uzaklaşmasının bir başlangıcı olamaz mıydı?


9. Yusuf un kafası zonk zonk atıyordu, fakat hep o kendine hâkim tavrıyla, yalnız daha sıcak, genç kıza sokuldu:


10. Eğer hâlâ ses çıkarmadan bekliyor ve içinde kaynayıp köpüren çılgınlıklara hâkim olmaya çalışıyorsa, bunu, Muazzezin kendisine bağlılığından emin olduğu için yapıyordu.


11. Muazzez, Yusuf u fazla üzmemek için kendine hâkim olmaya çalışıyor ve şimdi birçok huylarını babasına benzetmeye başladığı kocasına daha çok sarılıyordu.


12. En küçük teferruatına kadar dimağına yerleşmiş olan bu hatıraları oradan çıkaramayacağını çabuk anladı, fakat bunun üzerinde düşünmeyecek, muhakemeler yürütmeyecek kadar kendisine hâkim oldu.


13. Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hâkim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı.


14. Ona evlat ve kardeş muamelesi yapacak oldu ve çirkin bir alayla karşılandı; efendi ve hâkim muamelesi yapacak oldu, ya isyan, yahut da, daha ileri gidecek olursa, bayılma nöbetleri ile karşılaştı; en nihayet ona tam bir müsavat vermek isteyince de bir sürü yersiz taleplere, saçma hareketlere ve sonradan görme arzulara tahammül mecburiyetinde kaldı.