Kelimeler: fakat

Fakat kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


101. Fakat bunun üzerinde düşünmekten korkarak, çabuk adımlarla derhal aşağı inmeye başladı.


102. Fakat bu vaziyette ne kadar çalışsan güzel bir yazı sahibi olamazsın.


103. Fakat herhalde kızı yirmisine kadar evde tutup kocakarı yapmaya niyetin yoktur.


104. Fakat ölüm halinde bile olsa aklına koyduğu şeyi yapmaya niyet etti.


105. Fakat Şahinde de susmayacak, iki misli bağıracak ve ondan aşağı kalmayacaktı.


106. İçerden gelen feryatları duydukça dişlerini sıkıyor, fakat bir türlü oradan ayrılamıyordu.


107. Kapının yanında konuşulanları duymamış, fakat orada fevkalade şeyler cereyan ettiğini anlamıştı.


108. Nuri Efendi ağzının içinde bir şeyler yuvarladı; fakat ne söylediği anlaşılmadı.


109. Palamutluk taraflarına yaklaşınca rüzgâr azaldı, fakat akşamdan beri serpiştiren kar arttı.


110. Ben razıyım Yusuf, beni ne yaparsan yap, fakat bir dakika bile bırakma!


111. Bir şeyler düşünmek istiyor, fakat başının etrafında dolaşan fikirleri bir türlü yakalayamıyordu.


112. Bu da Kâzım gibi, fakat hiçbir şey mukabili olmayarak, diğerlerinin sırtından geçinirdi.


113. Bu kısa fakat yorucu koşmadan sonra atlar, oldukları yerde, kımıldanıyorlar ve kaşanıyorlardı.


114. Daha çok eğildi, fakat Muazzezin ağzından yayılan bir koku onu geri itti.


115. diye gösterdiği, fakat başucundan ayırmadığı yeşil boyalı küçük meşe sandıkta durduğu söylenirdi.


116. Fakat babalarından ziyade, birinci sınıfta zikredilen namuslu kabadayı ların himayeleri bunları korur.


117. Fakat böyle şuradan buradan duyduğu rivayetlerle asla iktifa etmeyen birisi vardı: Muazzez!


118. Fakat bunlar, Etemin kabadayılığına, fiyakasına ve itibarına hiç de halel vermiş değildi.


119. Fakat bu oyunlar ve bu minimini kız, Yusufu açmaya, neşelendirmeye kâfi gelmiyordu.


120. Fakat Hacı Etem, Çavuşa gösterdiği eli açıklığı bunlara da göstermek niyetinde değildi.