Kelimeler: ediyordu

Ediyordu kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. Böylece belki Yusuf u kendisiyle tekrar meşgul olmaya sevkedebileceğini karanlık bir şekilde ümit ediyordu.


22. Bu yabanın köylüsü kendisini en itibarlı ahbaplarının yanında böyle garip vaziyette bırakmaya nasıl cesaret ediyordu?


23. Fakat bu melun hastalık onu beklemeye, hem de en azaplı bir vaziyette beklemeye mecbur ediyordu.


24. Fakat Şahindeye bir türlü güvenemiyor ve kızını onun elinde bırakıp gideceği için biraz da telaş ediyordu.


25. Hulusi Beyin gözleri Salâhattin Beye merhamet ve imkânsızlık içinde bakıyor ve Hilmi Beyin gözleriyle karşılaşmamaya gayret ediyordu.


26. Çünkü, salıncağın yere her yaklaşışında, biraz ilerdeki bir ağaca yaslanmış duran Yusuf a doğru gülümsüyor, başiyle işaretler ediyordu.


27. Salâhattin Bey de Yusuf un ne kadar üzüldüğünü seziyor ve bunun sebeplerini bir dereceye kadar tayin de ediyordu.


28. Yine bir eliyle duvara dayanıyor ve diğer eliyle de, kendisine doğru koşan Yusuf a git diye işaret ediyordu.


29. Şehrin dışında büsbütün kendini belli eden bir poyraz, ovayı kıvrıla kıvrıla dolaşıyor, kavakları, ıslıklar çalarak birbirleriyle kucaklaşmaya mecbur ediyordu.


30. Bir kere, madem ki annesi onunla beraberdi ve o her şeyi muvafık görüyor, hatta tertip ediyordu, artık kendisine söz düşmezdi.


31. Artık bu evde bir hanım olduğunu hisseden Muazzez, gitgide bunayan Rumelili hizmetçiye adeta iş bırakmıyor; yemek pişirmeye, çamaşıra bile yardım ediyordu.


32. Onu hariçte bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor, kendinin bir parçası; kolu, gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu.


33. Güzel tambur çalardı; şimdi de bıyıklarından sular akarak hafif hafif ıslık çalıyor, bugünlerde çalıştığı, kemençeci usta Nikolakinin mahur saz semaisini tekrar ediyordu.


34. Kızıyla hemen hemen hiç konuşmuyor, onun süzgün ve altları çürümüş gözlerle evin içinde bir hayalet gibi dolaşmasını, çok bilmiş bakışlarla takip ediyordu.


35. Şahinde nin kendine göre biraz da kurnazlığı vardı ve Muazzez için Edremitte evlenme yollarının, bir tek çare müstesna, kapanmış olduğunu fark ediyordu.


36. Yusuf bir gözünü hafif kapayarak bu ayaklardaki toma halkalarını seyrediyor ve bir taraftan da Hulusi Beyin kendisini buraya neden çağırdığını merak ediyordu.


37. Oğlan iki üç hafta köye dönmeyeceğini, buradan Havrana gidip oradaki eniştesinde kalacağını söylüyor ve Yusuf la Muazzezin kendi köylerinde olmadığını yeminle temin ediyordu.


38. Mütemadiyen ve sabahlara kadar düşündüğü günlerin acısını çıkarmak için olacak, kafasının mutlak surette boş kalmasına gayret ediyor ve evde kendisine sorulan en basit şeylere bile omuz silkmekle mukabele ediyordu.


39. Beyaz ve ince bir toz bulutunu arkasında bırakarak ilerleyen araba hep aynı sürati muhafaza ediyor ve onun bu çılgınca koşusu etrafın ağır kımıldanışları ve fısıltıya benzeyen sesleri ile tezat teşkil ediyordu.


40. Bu söylediğimiz hisler aklından şöyle bir geçiyor ve derhal unutuluyordu; o kadar ki, aynı şeyleri bir başka sefer düşününce, ilk defa fark ediyorum sanıyor ve yeniden üzülüyor, seviniyor veya hayret ediyordu.