Kelimeler: ali

Ali kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. O sırada içindekileri inen bir salıncağa Ali ile Muazzez bindiler.


22. Ali gözünün önüne geldi ve dudakları yarı merhamet, yarı istihfaf ile büküldü.


23. Ali kurşunları yiyince başını geri atmış ve oturduğu kütükten aşağı, toprağın üstüne süzülüvermişti.


24. Ali sabahı zor etti ve ertesi gün, akşamın alacakaranlığına kadar, Yusuf u bekledi.


25. Ali bir şey söylemiyor, Yusuf un söylediklerini duymamış gibi, onun yüzüne, soran gözlerle bakıyordu.


26. Yusuf silkindi ve yerdekine iki tekme daha savurdu, fakat derhal koşup gelen Muazzezde Ali kendisini çekip götürdüler.


27. Ali kendine tamamiyle malik olsa ve Yusuf un haline dikkat etse, muhakkak hayret eder, belki de çok müteessir olurdu.


28. Kendisi Ali ile konuşurken kız, Yusuf un elini sımsıkı tutar, küçük ayaklarıyla, bozuk yollarda, sesini çıkarmadan taştan taşa sekerdi.


29. Ali de derhal işi farketti; bir bela çıkmasın diye gitmeyi düşündü, fakat ondan sonra Edremitte kimsenin yüzüne bakmaması icap ederdi.


30. Ali iki taraftan iplere sarılmış, vücudunun bütün kuvvetiyle kolan vuruyor, Muazzez ise biraz korkak, yüzü kıpkırmızı, yerinde sıkı oturmaya çalışıyordu.


31. Ali de doğrulmuştu; sapsarı yüzüyle karşısındakine bakıyor ve şu anda Şakirt değil, etraftaki arkadaşlarını, bir korkaklık yaparsa onların ne diyeceğini düşünüyordu.


32. Ali ile Muazzez biraz ilerlediler, fakat Muazzez, ne olacağını biliyormuş gibi, biraz ötede, su muhallebisi satan bir serginin arkasında durdu, Aliyi de durdurdu.


33. Bu sırada Ali, odanın öbür ucunda yere diz çökmüş, önünde küçük bir rahle, beş numara bir lambanın ışığı altında, veresiye defterlerini temize çekiyordu.


34. Bunların en başında bakkal Şerif Efendinin oğlu Ali vardı, muntazam mektebe giden ve hiç kimse ile kavga etmeyen bu çocukla evde annesinin yanında tanıştı.


35. Mektebi bitirdikten sonra babasının işini eline alan Ali ile bayram yerindeki dükkânın önünde iki alçak ve arkalıksız iskemle atarlar, saatlerce hiç konuşmadan yan yana otururlardı.


36. Tam bu sırada içeri giren bir müşteri Aliden Tosya pirinci istedi- Müşteriyi savdıktan sonra Yusuf un yanına gelen Ali, onun tekrar kendini topladığını fark etti.


37. Biraz sonra Alanyalı Kâzım, Şube Reisinin oğlu Vasfı, Vaslinin kız kardeşi Meliha ve Şerif Efendinin oğlu Ali gelecekti, hep beraber bir araba tutup Akçay iskelesine gitmek istiyorlardı.


38. Fakat bu sırada Ali geldi, Kâzıma babasının öğle yemeğinden evvel izin vermediğini, bayram sabahı öğleye kadar dükkân açmanın sair zamanın bir haftasından çok kâr bırakacağını söylediğini anlattı.


39. Maktul Ali ile müvekkilim, birbirlerine düşman olmak şöyle dursun, bir tehlike karşısında birbirlerini kurtarmak için ölmeye koşacak kadar samimi ve fedakâr iki dosttular, diye söylenmesini sonuna kadar dinlemek mecburiyetindeydi.


40. Yusuf a kalsa gene işin farkına varacağı yoktu, bereket versin hiçbir zaman ondan ayrılmayan ve yapılan teklif ve tehditlere rağmen Yusuf u terketmeyen Ali, ona birçok bilmediği şeyleri öğretiyor, pek körü körüne yürümemesini temine çalışıyordu.