Kelimeler: alıp

Alıp kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Onu çırçıplak alıp götüremezdi.


2. Karısını alıp hemen gitmeyecek miydi?


3. Akşam üzeri sepetlerini kollarına alıp giderlerken Yusuf onlara:


4. Evdeki karı ile kızı da bohçalarını alıp gitmişler!


5. Merdiven başından idareyi alıp paldır küldür aşağı indi.


6. Muazzezi alıp gidecek, ondan sonra hastalansa da düşünmeyecekti.


7. Kız kardeşini alıp eve dönen bir insanın yüzü böyle olmazdı.


8. O kızı, karı diye alıp evime götürmezsem, anam avradım olsun.


9. Erkeğim beni alıp buralara gelmek isteyince ben gitmem dedim, ayak diredim.


10. Kenarda, sofra bezinin üstünde duran çinko hoşaf tasını alıp ortaya koydu.


11. Herhangi manasız veya yersiz bir hareketin onu kendisinden büsbütün alıp götüreceğinden korkuyordu.


12. diyor, fakat bir süre sonra: Acaba bu kanlar giderken bir şeyimi alıp götürdüler mi?


13. Çok kere başını alıp gitmek, Balıkesirde, Bandırmada bir ağanın yanına arabacı, yahut işbaşı girmek istedi.


14. Odaya girdiği zaman Salâhattin Beyi yatakta oturmuş ve arkasına bir yastık alıp duvara yaslanmış buldu...


15. Çavuş önündeki kâğıtlara, duvardan alıp masanın üstüne koyduğu aynalı, küçük lambanın ışığında, katilin ancak hüviyetini yazabildi.


16. Hayvanın ey erinip alıp yem torbasını ağzına taktıktan sonra içeri girerken kendisine kimsenin karşı çıkmadığına hayret etti.


17. Şahinde söyleyecek söz bulamayarak başını çevirdi, anahtarı alıp kapıyı açtı ve içeri girince taşlığın bir kenarına çöküverdi.


18. Yusuf un girdiğini gören kadın, yukarı kata giden merdivenin alt basamaklarından birinde duran idareyi alıp fitili yükseltti.


19. Karşısındaki hayretle silahı alıp bunun ne demek olduğunu sorarken, Hacı Etem masanın üstündeki iri, toplu tabancayı beline yerleştirdi.


20. Hacı Etem altına alıp oturmuş olduğu sağ ayağını yere indirdi ve eliyle bir şey fırlatıp atar gibi bir işaret yaptı: