Kelimeler: aklı
Aklı kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Kızını kendine anlatılan şekilde bir ite vermek mecburiyetinde kalacağını aklı almıyordu.
2. Böylece ziyanı, aklı başında olduğu zaman düşünmekten bile korkacağı bir miktara çıkıyordu.
3. Bu esnada aklı büsbütün başka yerlerde dolaşıyor veya düğün günü arkadaşlarıyla beraber alay havası oynarken görüyordu.
4. Alıştığı hayatı yaşatabileceğini aklı kesmeden bir kaymakam kızını, hem de kaçırmak suretiyle, alan erkek, kaynanasının her türlü iğnelemesine layıktı.
5. Bir kere aklı Muazzeze saplanmıştı, mütemadiyen onu görüyor ve nazarları Aliye iliştikçe hakikaten içinde kaynar sular köpürüyormuş gibi oluyordu.
6. Fakat Yusuf un aklı böyle şeylere ermediği ve arkadaşlarının kendisine karşı muamelelerine de pek kulak asmadığı için, hiçbir şeyin farkında değildi.
7. Onun birkaç sene evveline kadar mektep kitaplarından, birkaç seneden beri de patates, yahut zeytinyağı fiyatlarından başka bir şeye aklı ermediğini düşündü.
8. Bu korkak, bu miskin bakkalın kendisi gibi bir fabrikatör oğluna, bir beye üstün tutulmasına aklı ermiyor ve bütün bunların mesuliyetini bu anda Alide buluyordu.
9. Madem ki hiçbir şeyi değiştirmeye iktidarı yoktu, her şey evvelden çizilen bir yolda yürüyecekti, o halde aklı başında bir insan, olanları tebessümle seyredip sırasını beklemeliydi.
10. Bu böyle gelmiş, böyle gidiyor ve kasabanın başında bulunanların aklı bile, hürriyete ve onun getirdiği birkaç müsavat fikrine rağmen, Hilmi Beyin oğlunun sahiden hapsedilebileceğini kabul etmiyordu.
11. Fakat tek başına bir şey becerecek kadar aklı olmadığı ve Salâhattin Bey ile Yusuf da bu son günlerde kendi havalarında gezdikleri için nişan hazırlığı filan yapıldığı yoktu.