Kelimeler: çıkıp

Çıkıp kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Sonra odasına çıkıp yatağına uzandı.


2. Yusuf dükkândan çıkıp giderken yanma sokulup:


3. dedi ve bahçe kapısından çıkıp, atına atladı.


4. Şahinde dışarı çıkıp sordu: Ne var oğlum!


5. Şakir Bey yataktan çıkıp doncak arkamdan koştu ama, tutamadı.


6. İçinde buradan bir an evvel çıkıp eve gitmek ihtiyacı vardı.


7. Tepelerden birine çıkıp bakıldığı zaman, görülen manzara ender bir şeydi:


8. Babası tulumbada elini yüzünü yıkarken Yusuf yukarı çıkıp odada pencerenin önüne oturdu.


9. Yerinden fırladı, taşlığa çıkıp çizmelerini giydi ve hiçbir şey söylemeden sokağa çıktı.


10. Kübra ile anası kollarında bir bohça ile çıkıp gittiler, ama nereye gittiklerini bilemedim!


11. Sonra onlar da karakoldan çıkıp üçü bir tarafa, biri başka tarafa, yollarına gittiler.


12. Tam çıkıp giderken karanlıkta birisi fırlayıp bir bıçak soktu; herhalde herif, Yusuf Ağayı benzetti.


13. Kasabanın meydanına çıkıp ümmeti Muhammede bağıra bağıra her şeyleri söylerim, her şeyleri diyorum, anlıyor musun?


14. Birkaç kere, annesinin ve babasının evde olmadığı akşamlar, Yusufu geç vakte kadar bekledi, o gelince önüne çıkıp:


15. O zaman Muazzez ayağa kalkarak, odadakilerin yüzüne aptal gözlerle baktı, sallana sallana dışarı çıkıp odasına gitti ve yatağına serildi.


16. O gece takibe çıkıp muhtelif semtlere dağılan altı candarma, ilk iş olarak, kasabaya yarımşar, birer saatlik köylerde güzel bir akşam yemeği yediler.


17. Bunun için, merdivenin son basamaklarına gelip oturmuş olan ve Muazzezin odasından çıkıp yanındaki odaya gidinceye kadar kendisini büyümüş gözlerle takip eden Kübrayı görmedi.


18. Bütün bunlar: Tabancanın çıkıp, havaya sıkılması ve sonra Aliye doğru uzanması bir nefes alımı kadar bir zamanda olmuştu ve birçokları ancak silah sesi üzerine başlarını o tarafa çevirdiler.


19. O, kumral tüylü ve mor damarlı elinde ince bir çizgi halinde beliren ve derhal kuruyan kanlarla birlikte, vücudunu senelerden beri kemiren bir zehirin de dışarı çıkıp uçtuğunu sandı.