Kelimeler: yusuf
Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
401. Şahindenin gitgide bir yılan gibi parlamaya başlayan gözlerinin kamçısı hiç Yusuf un üzerinden eksilmeyecek miydi?
402. Yusuf babasının ölümünden beri Hulusi Beyi görmemiş, cenaze günü ise, ancak bir iki kelime konuşmuştu.
403. Yusuf baş parmaksız elini uzun uzun seyrederken düşünceleri eski ve acı bir hatıraya doğru uçtu.
404. Yusuf bir aralık yan gözle İhsana bakınca onun gözlerinin de kendininkiler gibi yaşarmış olduğunu gördü.
405. Yusuf onu kolundan tutup çekerek tekrar yatağın kenarına oturttu ve yavaş, tatlı bir sesle sordu:
406. Yusuf onu yerden bir taş alıyormuş gibi hızla ve bütün avcuyla yakaladı ve kaşlarını çatarak:
407. Yusuf o zaman güneş doğmadan kalkar, çizmelerini ve aba ceketini giyerek işçilerden evvel zeytinliğe giderdi.
408. Yusuf şaşırdı; fakat Kaymakamın şaka söylemediğini ve bu sözlerin sarhoşluktan evvel düşünülmüş şeyler olduğunu anladı.
409. Edremite dönmezlerse hem kızının hem Yusuf un perişan olacaklarını, ikisinin de ellerinden bir iş gelmediğini, Yusuf un zaten yabancı olmadığını ve kendisinin bu nikâha muhalif bulunmadığını, şart olsun, dinim hakkı için gibi büyük yeminlerle anlattı.
410. Yusuf a kalsa gene işin farkına varacağı yoktu, bereket versin hiçbir zaman ondan ayrılmayan ve yapılan teklif ve tehditlere rağmen Yusuf u terketmeyen Ali, ona birçok bilmediği şeyleri öğretiyor, pek körü körüne yürümemesini temine çalışıyordu.
411. demek isteyen bir göz attıktan sonra döndü, Yusuf onu kolundan çekerek oraya, pabuçların durduğu yere çöktürdü.
412. Ev sahibi onu akşama kadar güçlükle zapt etti ve Yusuf Edremite ertesi gün gitmeye razı oldu.
413. Fakat tam bu sırada Yusuf un pek de dayanılacak gibi olmayan yumruğunu suratına yiyerek yere yuvarlandı.
414. Fakat Yusuf un Edremite gelişinin haftasında Kaymakam, Malmüdürüne, bu tahsildarın ne diye böyle boş gezdiğini sordu.
415. Hacı Etem eliyle tabancasını yokladı ve bir adım ileride giılın Yusuf un hareketlerine dikkat etmeye başladı.
416. Hacı Etemle ikisi, Yusuf un üç yüz yirmi lirayı nereden edindiğini derhal anlamakta da güçlük çekmediler.
417. Hele şu yere bakan oğlan, şu Yusuf yok mu, onun hesabını da görecek zaman gelir helbette.
418. İçinde bu anda hâkim olan his, Muazzeze karşı duyduğu istek değil, Yusuf a karşı duyduğu kindi.
419. Muazzez Yusuf un yüzünü arkadan ve pek az görebiliyor, fakat bu çehrede neler olduğunu tamamen biliyordu.
420. Olduğu yerden yavaşça öne doğru giderek Yusuf un bütün vücudunu kucaklamak ve onun alev gibi kulaklarına: