Kelimeler: yusuf
Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
341. Şahinde fırsat bulduğu için Yusuf hakkında aklına geleni söyleyecek, bütün içindeki zehirleri dökecekti.
342. Yusuf böyle bir sabahta atla kırları dolaşmanın asla bir felaket telakki edilemeyeceğini düşündü.
343. Yusuf derhal yerinden fırladı, kapıya koştu; fakat kadın arkasından yetişerek onu kolundan yakaladı:
344. Yusuf eve dönerken avukat Hulusi Beye uğradı ve Kaymakamın kendisine söylediği şeyleri anlattı.
345. Yusuf gözlerini bu tarafa çevirince, üzerine bulutlar çökmüş bir deniz görür gibi oldu.
346. Yusuf hayvanı bahçe kapısından dışarı çıkarıp oradaki halkaya bağladıktan sonra, tekrar içeri girdi.
347. Yusuf işin ehemmiyetini tam manasıyla kavramamakla beraber, ortada müthiş bir şey olduğunu seziyordu.
348. Yusuf kendini de bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi.
349. Yusuf lokanta masasına benzeyen ve dokundukça sallanan masanın başına geçti, Salâhattin Bey ona:
350. Yusuf mindere oturmuş, bir ayağını altına almış, ötekini dikerek kollarım onun üstüne dayamıştı.
351. Yusuf sağ koluyla Muazzezi belinden yakaladı ve henüz teri kurumayan atın üstüne oturttu.
352. Yusuf tekrar sormak ve ısrar etmek için ağzını açtı, sonra vazgeçerek arkasını döndü.
353. Yusuf un mahalledeki diğer bir arkadaşı da Alanyalı Rüştü Efendinin oğlu Kâzım idi.
354. Yusuf un yanına sokuldu, yan yatmış bir pirinç çuvalının üzerine ikisi de oturdular.
355. Yusuf yarım saat kadar onu seyretti, sonra güneşin yükseldiğini görerek giyinmek için kalktı.
356. Yusuf yavaş yavaş yürüyen bu ışığa ve bu gölgelere bakarak oturduğu yerde uyudu.
357. Yusuf yere atlayarak hayvanların başını tuttu ve ağır ağır bu kumlu sahayı geçti.
358. Yusuf ara sıra lakırdıyı bırakıp küçük kıza doğru bakınca kız da başını ona kaldırır, güler, fakat ayağını bir taşa çarparak derhal yüzünü buruşturur, önüne bakmaya mecbur olur, böylece Yusuf u güldürürdü.
359. Ali bir şey söylemiyor, Yusuf un söylediklerini duymamış gibi, onun yüzüne, soran gözlerle bakıyordu.
360. Annesi bu hususta ona bir şey söylemiyor, o da Yusuf a söylemek mecburiyetinden kurtuluyordu.