Kelimeler: yusuf
Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
321. Yusuf, etrafta ses çıkarmadan bakakalan çocukların yanından ağır ağır çekildi, eve döndü.
322. Yusuf gözlerini bu yaraya dikti ve belki yarım saat, hiç kımıldamadan baktı.
323. Yusuf gözlerini odada şöyle bir gezdirdikten sonra içeri doğru bir adım attı.
324. Yusuf köpürerek akan bir derenin üstünden geçen bir tahta köprüye geldiklerini gördü.
325. Yusuf onu ellerinden tutarak yavaşça kendine çekti; ağzını onun saçlarına yaklaştırarak kulağına:
326. Yusuf onu kolundan tutup bağdan dışarı çıkararak: Kimse bir şey demez, dedi.
327. Yusuf, o zamana kadar yüzünde görülmemiş bir heyecanla fasülye Çuvallarından birine ilişti.
328. Yusuf tekrar mutfağa dönünce ocağın kenarında bir tencere bulgur pilavı durduğunu gördü.
329. İlk zamanlarda Yusuf a karşı müthiş bir hiddet, hatta kin duymaya başlayan, sonra yavaş yavaş bu kızgınlığı büyük bir teessüre çevrilen Muazzez, son zamanlarda Yusuf un halinden korkmaya başlamıştı.
330. Ali sabahı zor etti ve ertesi gün, akşamın alacakaranlığına kadar, Yusuf u bekledi.
331. Bu hah gören ev sahibi artık itiraz etmedi; yalnız Yusuf u odaya sokarak:
332. Bütün dışardaki arkadaşlarına rağmen Yusuf un asla ihmal etmediği bir tek kişi Muazzezdi.
333. Daha Yusuf bu eve getirildiği gün, onunla birlikte bir felaketin de geleceğini sezmişti.
334. Evde bulunduğu zamanlar artık büsbütün nadirdi ve Yusuf onun yüzünü görmediğine müteessir değildi.
335. Fakat ne kadar doğru olursa olsun, Yusuf kendini o fikirlere tamamen yabancı buldu.
336. Hacı Rifatın İhsan salıncağa bindikten sonra Yusuf u gördü, başıyla ve elleriyle selamladı.
337. Kaymakam elini Yusuf un omzuna koyarak: Eski Kaymakam babandı, ben de ağabeyin sayılırım.
338. O kendine güvenen ve dünyaya meydan okuyan tavırdan Yusuf ta eser kalmamış denilebilirdi.
339. Oradan bütün kasabaya dalga dalga yayılan bir ses Yusuf u olduğu yere mıhladı.
340. Salâhattin Beyin hastalığı ve Yusuf un evden gitgide uzaklaşması Şahindeyi tamamen başıboş bırakmıştı.