Kelimeler: yusuf

Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


301. Ben razıyım Yusuf, beni ne yaparsan yap, fakat bir dakika bile bırakma!


302. Biraz sonra, gocuğuna sıkıca sarılan Yusuf, atını dört nala kaldırmış, Edremite dönüyordu.


303. Birisi teneke çerçeveli gözlüğünü çıkarıp eline aldı ve Yusuf a işaret ederek:


304. Bir müddet sonra etrafındakilerin yerlerinden kalktıklarını, camiye doğru yürüdüklerini gören Yusuf doğruldu.


305. Fakat Yusuf u asıl korkutan, bu çehrenin kirli sarıya benzeyen rengi idi.


306. Hafiflemiş olan yağmur tekrar hızladığı için Yusuf bu çınarlardan birinin altına sığındı.


307. İçeriye doğru bir adım attı, fakat Yusuf u görür görmez derhal geriledi.


308. İyi ama, Yusuf, sen köylere gidip günlerce kalırsan, ben burada ne yaparım?


309. Karşı odanın kapısı açıktı ve Muazzez orada ayakta durmuş, Yusuf a bakıyordu.


310. Kayışlarını taktı ve terbiyeleri, bu sırada arabaya atlamış olan, Yusuf a uzattı.


311. Muazzez hayatında ilk defa Yusuf un iri kahverengi gözlerinde yaşlar parladığını gördü.


312. Nuri Efendi, sen de himmet et de bizim Yusuf a acemilik çektirmeyelim!


313. O zaman karısı adamakıllı ortaya düşer ve herhalde Yusuf a dua etmezdi.


314. O zaman Yusuf, Muazzezin farkında olmadan yaptığı bu ihtarın manasını düşünmeye başladı.


315. O zaman Yusuf un da çehresi değişti; birdenbire düşünceli bir hal aldı.


316. Ömründe bu kadar çirkin el görmeyen Yusuf hayretle onların hareketlerini takip ediyordu.


317. Şahinde titreyerek iskemleye sarıldı ve faltaşı gibi açılan gözlerini Yusuf a dikti.


318. Şahinde Yusuf un bu halinden daha çok telaşa düştü, fakat itaat etti.


319. Şimdi içinde yaşamaya başladığı âleme nazaran Yusuf pek basit ve biraz sıkıcıydı.


320. Yolda Kaymakam, Yusuf u biraz daha aydınlattı: Evladım, bu sefer iş fena!