Kelimeler: yusuf
Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
261. Yusuf masanın başında ayakta duruyor ve gözlerini Kaymakamın ellerinden ayıramıyordu.
262. Yusuf odanın bir köşesine çekilip yataktaki kıza uzun uzun baktı.
263. Yusuf sesini çıkarmadı, başını bile çevirmedi, atları sürmekte devam etti.
264. Yusuf sırtını büyük çınarın gövdesine dayayarak gözlerini gecenin içine dikti.
265. Yusuf u en çok üzen, kendi kendine sorduğu şu sualdi:
266. Yusuf un camiyle, namazla, din ve imanla pek alışverişi yoktu.
267. Bazen anası, babası küçüğe söz geçiremezler ve Yusuf a müracaat ederlerdi.
268. Bir müddet sonra Yusuf yorulduğunu hissetti ve gözlerini odada dolaştırmaya başladı.
269. Bunun Muazzez için yalnızlıktan bile feci olduğunu Yusuf gayet iyi anlıyordu.
270. diye bağırdıktan sonra hemen yere atladı ve Yusuf u kolundan çekerek:
271. diye söyleniyor ve kendisinden çok Yusuf a bağlanan kocasına adamakıllı kızıyordu.
272. İlk defa Yusuf doğruldu ve Muazzezin omzuna dokunarak: Haydi yat!
273. İşte, eninde sonunda bu yabanın Yusuf undan yediği yumruğun acısını çıkarmıştı.
274. Kaymakamın bu ziyareti Yusuf üzerinde hiç hoş olmayan bir tesir bırakmıştı.
275. Odadakilerin herbirine adlarını sordu, sonra Yusuf un masasına gelip ellerini dayadı.
276. Salâhattin Bey de Yusuf un bu şekilde hareket etmesine sinirlenmiş gibiydi:
277. Yakın komşularda olsalar muhakkak Yusuf un geldiğini mahalle çocuklarından duyup gelirlerdi.
278. Yusuf a bir şey belli etmiyor ve bundan biraz da korkuyordu.
279. Yusuf Ağabey, söyle bakayım artık; bütün bu işler ne demek oluyor?
280. Yusuf bir hafta kadar şehirde kaldı ve lüzumundan fazla şeyler öğrendi.