Kelimeler: yusuf

Yusuf kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


241. Bu düşünceler onu Yusuf u biraz da küçük görmeye alıştırmıştı.


242. Bunu nasıl yapacağını tasarlarken bir gün evde Yusuf la karşılaştı.


243. Evin içinde de gocuğunu çıkarmamış olan Yusuf, kemiklerine kadar üşüdü.


244. Hemen o gün Kaymakam, Yusuf u Malmüdürüne gönderip tahsildarlığa başlattı.


245. Kendi evlerinin sokağını dönünce, öteki köşeden Yusuf un geldiğini görmüştü.


246. Kızım hastaydı, Yusuf Ağamız pirinçle yağ aldı, hatır sormaya geldi.


247. Lakin Yusuf bağırmadı, elleri titreyerek minderin kenarına oturdu, yüzü sapsarıydı.


248. Son cümleleri söylerken Yusuf un yüzünü zehirli bir tebessüm kaplamıştı.


249. Tahkikat bitip hiçbir iz bulunmadan kasabaya dönülürken Yusuf da beraberdi.


250. Yusuf avucunda tuttuğu bileği sinirli bir hareketle sıkarak: Lüzumu yok!


251. Yusuf ayakkabılarını acele giyerek dışarı çıktı, koşarak belediye doktoruna gitti.


252. Yusuf bu mesele üzerinde fazla konuşmaktan sıkılıyormuş gibi başını çevirdi.


253. Yusuf da yatağa koşmuş, bir eliyle babasını koltuğunun altından yakalamıştı.


254. Yusuf elinde idare ile tahta merdivenleri gıcırdata gıcırdata çıkmaya başladı.


255. Yusuf elindeki kamçıyı şiddetle savuruyor ve atlar deli gibi koşuyordu.


256. Yusuf hiç beklemediği bu sual karşısında bir müddet durakladı, sonra:


257. Yusuf, Hilmi Beyin bağına yaklaşınca çitin kenarına sinerek ilerlemeye başladı.


258. Yusuf kadını hafifçe İterek oturttu ve çok sakin bir sesle:


259. Yusuf kahveye filan gitmiyordu, ağızdan duyduğu şeyler de yarım yamalakı.


260. Yusuf mahsulü şimdiden satmak için kime başvurduysa, red cevabı aldı.