Kelimeler: yarı
Yarı kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Ali gözünün önüne geldi ve dudakları yarı merhamet, yarı istihfaf ile büküldü.
2. Ağzı sırıtmaya benzeyen bir şekilde yarı açıktı.
3. Taşlıkta duruyor ve gözleri yarı kapalı dinliyordu.
4. Yusuf gözleri yarı kapalı ve terleyerek yürüdü.
5. Bugün buradan üçüncü defadır böyle yarı koşarak geçiyordu.
6. Dedi ve yarı kapalı gözleriyle tekrar düşünceye daldı.
7. Gözleri yarı kapalıydı ve bir rüyada olduğunu sanıyordu.
8. Arabanın ağzını yarı yarıya kapayan Yusuf başını biraz sağa eğmişti.
9. Kendi şanlarıyla mütenasip olmayan bu oyunu yarı şaka telakki ediyorlardı.
10. Uyumaktan ve daha ziyade uykudan evvelki o yarı uyanıklıktan korkuyordu.
11. Güya kime söylediğini belli etmeyerek, fakat yarı yarıya Aliye bakarak, küfürler savuruyor ve:
12. Boş torbalar bir kenara yığılmış duruyor, sadece bir bulgur torbası, yarı açık, ortada kabarıyordu.
13. Hep o yarı kapalı gözlerle, kaşları alnına doğru gerilmiş, meydan okuyan bir tavır aldı.
14. Kızım pencereye koşmuş, yarı beline kadar dışarı sarkmış, ama aşağı düşmeden oğlan eteğinden yakalamış...
15. Henüz yarı koruk olan bu üzümleri yemek için bu sıcakta yaşlı başlı kadınların güneşe çıkmayacakları tabii idi.
16. Salâhattin Beyin yarı açık gözlerinden yanaklarına doğru yaşlar süzülüyor ve bunlar, henüz sıcaklığını kaybetmeden, kızının eline damlıyordu.
17. Başından sarkan tüllerin altında, ince ince beline kadar uzanan saçları, vücudunun hareketlerine uyarak sallanıyordu; yarı kapalı gözleri hep yerdeydi.
18. Yarı tıkalı burun delikleriyle, bu kokuyu sonuna kadar içmek için, derin derin nefes alıyorlar ve ara sıra birbirlerine bakıyorlardı.
19. Yusuf mükâlemenin çok sert bir üslupla devam ettiğini ve bunda biraz da kendi kabahati olduğunu düşünerek mülayim bir sesle ve yarı şaka:
20. Bazı geceler zavallı adam yatakta inlemeye, boğuk boğuk nefes almaya ve eliyle kalbini tutarak öksürmeye başlayınca Şahinde yarı uyku halinde kolonya şişesini uzatıyor, yahut, daha ağır hallerde, Askeriye doktorunun verdiği ilaçtan bir kaşık içiriyor veya lokman ruhu koklatıyordu.