Kelimeler: yana

Yana kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Yarım saat kadar hiç konuşmadan yan yana oturdular.


2. Bir kerevetin üstünde serili duran yatağa yan yana oturdular.


3. Uyumadığı besbelliydi; yatakta iki yana döner, gözlerini aralar, bana bakardı.


4. Aynı evde, yan yana ve birbirine tamamen yabancı olarak yaşamak, feci bir şeydi.


5. Dualar mırıldanarak kurulandılar ve odanın ortasına serdikleri eski seccadenin üzerinde yan yana namaza durdular.


6. Evin içine girdim, baktım Seyit Efe yok, Kübraya sordum, kız ağlamaktan iki yana bakacak halde değil.


7. Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu.


8. Ayakları çam iğnelerinin üstünde kayarak biraz ilerlediler, devrilmiş bir kütüğün üzerine yan yana oturarak uzaktaki denize bakmaya başladılar.


9. Eğri büğrü, kambur zeytinler, kâh arkaya yaslanmış kâh yana eğrilmiş ihtiyar gövdeleriyle, dallan ve yaprakları olmasa, bir mezarlığı andıracaktı.


10. Yusuf yemekten sonra Muazzeze yeni vazifesini söylediği zaman, genç kadının ilk sözü, mahzun bir tavırla başını yana eğip dudaklarını büzerek:


11. Onun biraz solunda, dükkânın içine doğru yan yana asılmış duran daha küçükçe levhalarda: Bir işte kasıt ne ise hüküm ona göredir!


12. Uzun senelerini onunla yan yana geçirdiği halde, bu çocuğu hiçbir zaman, uğrunda bu kadar büyük bir fedakârlığı yapacak derecede sevmediğini anladı.


13. Halbuki ilk fırsatta birbirlerini arayıp bulunca ikisi de eski sükûtlarında devam ederler, yan yana oturarak veya ağaçların altında dolaşarak beraberliklerinin tarif edilmez saadetini duyarlardı.


14. Mektebi bitirdikten sonra babasının işini eline alan Ali ile bayram yerindeki dükkânın önünde iki alçak ve arkalıksız iskemle atarlar, saatlerce hiç konuşmadan yan yana otururlardı.