Kelimeler: yüzünü

Yüzünü kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Yusuf Muazzezin yüzünü hatırladı.


2. Yukardakinin yüzünü görmek bana yetti.


3. Bütün yüzünü memnun bir tebessüm kapladı.


4. Hulusi Bey de havadisi duyunca yüzünü buruşturdu:


5. Yüzünü birdenbire müthiş bir ıstırap ifadesi kapladı.


6. Muazzezin yüzünü tatlı, fakat yorgun bir gülümseme kapladı.


7. Sahiden de o gün bugündür Seyif Efenin yüzünü görmedim.


8. Yusuf Kübra nın sarı yüzünü görünce biraz kendini topladı.


9. Son cümleleri söylerken Yusuf un yüzünü zehirli bir tebessüm kaplamıştı.


10. Evvela bir korku, sonra müthiş bir acı onun çocuk yüzünü kapladı.


11. Babası tulumbada elini yüzünü yıkarken Yusuf yukarı çıkıp odada pencerenin önüne oturdu.


12. Duvarda asılı duran lamba Salâhattin Beyin arkasında kaldığı için yüzünü görmek güçtü.


13. Kaymakam birdenbire bunların arkasında Hacı Etemin yüzünü görür gibi oldu ve şaşırdı.


14. Evde bulunduğu zamanlar artık büsbütün nadirdi ve Yusuf onun yüzünü görmediğine müteessir değildi.


15. Gündüzün hükümet işleri, gece de rakı meclisleri, onun yüzünü çocukların, bazen haftalarca görmemelerine sebep oluyordu.


16. Muazzez Yusuf un yüzünü arkadan ve pek az görebiliyor, fakat bu çehrede neler olduğunu tamamen biliyordu.


17. Şakaklarındaki saçların bazıları da yanaklarına kadar uzanıyor ve genç kadının yüzünü ince, ipek bir tül gibi sarıyordu.


18. Arkadaşının pembe ve tombul yüzünü, bir şey anatırken iki elini birden havaya kaldırarak işaretler yapışını görür gibi oldu.


19. Şakir kendisine uzatılan rakı dolu maşrapayı yakaladı, kaşlarını havaya kaldırarak dikti, sonra yüzünü buruşturarak avcunun içiyle ağzını sildi.


20. Fakat Yusuf onun boynuna sarılacağı, yüzünü gözünü öpeceği yerde, yanından geçerek kapıya gitti, orada arkasına döndü, kendisine hayretle bakan kıza: