Kelimeler: vaziyette
Vaziyette kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Fakat bu sükût, kendisinin garip bir vaziyette olmasına mani değildi.
2. Hem Alinin ölüsüne, hem Muazzeze karşı kendini müşkül vaziyette buluyordu.
3. Fakat bu vaziyette ne kadar çalışsan güzel bir yazı sahibi olamazsın.
4. Bir de bu vaziyette Muazzeze dair hayaller kurmaya kalkmıştı ha?
5. O zaman Hulusi Bey, çaresiz bir vaziyette kalmış gibi iki elini açarak:
6. Bu yabanın köylüsü kendisini en itibarlı ahbaplarının yanında böyle garip vaziyette bırakmaya nasıl cesaret ediyordu?
7. Fakat bu melun hastalık onu beklemeye, hem de en azaplı bir vaziyette beklemeye mecbur ediyordu.
8. Yusuf bunları düşünürken burada, eski kaymakamın oğlu veya damadı sıfatıyla, ne kadar münasebetsiz bir vaziyette olduğunu hissetti.
9. Böyle bir vaziyette Yusuf un Şahinde ile geçinip evde kalacağını tahmin etmiyor, ona şimdiden bu hususta vasiyette bulunmayı da istemiyordu.
10. Ona bu vaziyette daha başka şeyler söyleyerek, daha başka şeyler sorarak zavallı kızı büsbütün işkenceye sokmak Yusuf un elinden gelmeyecekti.
11. Halbuki bu vaziyette biraz daha beklemek memleketteki nüfuzlu kimselerin müştereken kendi aleyhine harekete geçmelerine, azline, en sonunda kepaze olmasına bile yol açabilirdi.