Kelimeler: tarafına
Tarafına kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Karısı sol tarafına yatmış uyuyordu.
2. Başını sağ tarafına çevirince denizi gördü.
3. Kasabanın şimal tarafına doğru bir gezinti yaptı.
4. Beyaz at sahibini görünce başını merakBu sefer atını Balıkesir tarafına sürüyordu.
5. Kahveden çıktı ve sert adımlarla meydanın karşı tarafına doğru yürümeye başladı.
6. Genç kız yaylının iç taraflarında bir köşeye büzülmüş ve elleriyle iki tarafına sarılmış, düşünüyordu.
7. Ve arkasına bakmadan Soğuktulumba tarafına yürüdü; /.tytinliğe gidip akşama kadar işçilere göz kulak oldu.
8. Bu Kaymakam sütü temiz bir insana benzemez ama, bu sefer bir iyi tarafına rast geldi herhalde!
9. Burhaniye tarafına giden candarma geceyi Edremite yarım saat mesafede bulunan FrenkkÖyde geçirdikten sonra sabahleyin güneşin doğup oldukça yükselmesini bekledikten sonra, öğleye doğru, Burhaniyeye geldi ve caminin yanındaki bir kahveciden, akşam Ayvalık tarafına doğru bir arabanın geçtiğini öğrendi.
10. Bazen gözü pencereden Kuyucak tarafına ilişiyor, hemen kendisine bir durgunluk geliyor, çocuğu kucağından yere bırakarak düşünmeye başlıyordu.
11. Burhaniyeden ayrılıp deniz tarafına doğru ağır ağır atını sürerken karşılaştığı bir yaylı araba, candarmanın hiç gözüne çarpmamıştı.
12. diye söyleniyor ve hiç durmadan iki tarafına dönüyordu.
13. Şakir de elini sol tarafına attı, lacivert ceketinin altından iri bir SmithWesson tabancası çıkararak yıldızlara doğru üç el sıktı.
14. Yanı başında oturan anası, mütemadiyen üstlüğü ile gözlerini siliyor ve ikide birde gelip kulağına birşeyler söyleyen, oğlan tarafına mensup kadınlarla konuşuyordu.
15. Alinin gözleri, iki tarafına bakınmasına ve başını mütemadiyen başka istikametlere çevirmek istemesine rağmen Muazzezin yüzüne doğru kayıyor ve derhal kendi yüzü de onunki gibi kızarıyordu.
16. Muazzez bazen çenesini yavaşça Yusufun başına dokundurarak onun ter ve toz kokan saçlarını teneffüs ediyor, bazen de gözlerini arabanın ön tarafına çevirerek dışarı bakıyor, ay ışığında kımıldayan ağaçları ve üzerine gümüş pullar serpilen denizi gördükçe hayretle gözlerini kırpıştırıyordu.
17. Kasabanın en iyi suyu olan bu çeşmenin başı, bilhassa akşam üzerleri, mahşere dönerdi; testiyi taktıkları kolun mukabil tarafına meylederek ağızlarında sakız, çıplak ayaklarında nalınla gelen yetişkin kızlar; emzikli toprak bir ibrik ile ıkına sıkına gelen ve karanlığa kalınca ağlamaya başlayan çocuklar; ellerinde iki teneke, saçları ortadan ayrılmış, beyaz önlüklü kahveci çırakları hep burada toplaşırlar, konuşurlar ve sıra kavgası ederler, sonra kaplarını doldurup giderlerdi.