Kelimeler: etrafına

Etrafına kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Gülüşerek masanın etrafına toplandılar.


2. Oyalanmak için etrafına baktı.


3. Oturduğu yerden gözlerini uğarak etrafına bakındı.


4. Korkuyla etrafına bakındı ve avcundakileri sımsıkı tuttu.


5. Şehrin kenarına gelince durdu ve etrafına baktı.


6. Yusuf bunun farkına vararak yavaşladı ve etrafına bakına bakına yürümeye başladı.


7. Yusuf ta yavaş yavaş yabancılık kayboluyor ve etrafına katışmak temayülleri beliriyordu.


8. Etrafına baktığı zaman ağaçların, bulutların, derenin kendisinden hızla uzaklaştığını sezer gibi oldu.


9. Etrafına bakındı ve birkaç adım ötede sağa sapan yolu görünce hayvanları oraya sürdü.


10. Gözlerini açıp etrafına bakındı: Karşısında perişan bir tavırla titreyen karısından başka bir şey göremedi.


11. Yanında bir şey anlamadan duran Melihaya bakıyor, sonra başını etrafına çevirerek güya birini arıyordu.


12. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde, memnun olmaya çalışmıştı.


13. Fakat Kaymakam bir türlü elindeki gazeteyi bitirmiyor ve Muazzez oturduğu yerden yuvarlanacak gibi önüne eğiliyor, sonra birdenbire kendini toparlıyor ve korkak gözlerle etrafına bakıyordu.


14. Orta yerde dizlerini toprağa vurup dönen iki arkadaşına, keyifli gözlerle bakıyor; kendi düğününde her şeyi daha iyi yapabilmek için, etrafına dikkat etmekten de geri kalmıyordu.


15. Çamurlu, dar sokaklar; küçük bahçeli evlerinin önündeki hanay; tarlada çalışmaktan yorgun argın dönüp, dinlenmek için etrafına çatan babası; gününün çoğunluğunu alt kattaki toprak zeminli mutfakta bulgur taşını çevirmek, hamur açmak ve ateş yakmakla geçiren annesi, sanki karşısındaydı.


16. Eğer Yusuf herkesi kendisi gibi zannetmese ve etrafına biraz da anlar gözlerle baksa, o bayram vakasından sonra birçok arkadaşlarının tavırlarının değiştiğini, mesela Şube Reisinin oğlu Vasfınin kendisiyle pek gezmek istemediğini, Alanyalı Kâ-zım ın dükkânına gittiği zaman, eskisi kadar riayet görmediğini sezerdi.