Kelimeler: tabii

Tabii kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bütün bunlar ona çok tabii geliyordu.


2. Yusuf pek tabii hissini veremeyen bir lakaytlıkla:


3. diye bu kadar tabii bir şekilde soruşuna güldü:


4. Tabii derhal bir sürü tatsızlıklar, hatta bir hayli acılar başgösterdi.


5. Kapalı büyüyen ve bu şekilde bütün tabii arzu ve ihtiyaçlarını içinde hapsetmeye mecbur olan genç kız, gayet tabii olarak, sinirli ve manen bozuk bir mahluktu.


6. Kızım, sen de gençsin, tabii akranlarını görünce senin de için çekecek.


7. Sen de tabii ufak bir geçmişten dolayı bu işe karşı komazsın!


8. Artık her şeyi tabii buluyor ve eskiden beri hep böyle imiş zannediyordu.


9. Tabii bunlar Şahindenin yeni birtakım hücumlarına ve çocuğun istikbaline dair falcılıklarına yol açıyordu.


10. Kübra ile annesi evde tabii birer hizmetçi oluvermişler, diğerlerini kendilerine bu gözle bakmaya alıştırmışlardı.


11. Bu o kadar tabii olmuştu ki, karısına kızmayı bile akıl etmiyor, yalnız gitgide artan bir merakla:


12. Bunu pek tabii görmeliydi, çünkü arabanın içinde kimse yoktu ve hayvanları, sarı mintanlı genç bir köylü sürüyordu.


13. Henüz yarı koruk olan bu üzümleri yemek için bu sıcakta yaşlı başlı kadınların güneşe çıkmayacakları tabii idi.


14. Kadın, damadının evi doyurmasını pek tabii olarak ister ve kızını böyle bir kocaya verdiği için elbette üzülürdü.


15. Hayır Yusuf, var tabii, biraz bulgur pilavı var, sen yoldan geldin de, belki doymazsın, canın başka şey ister diye sordum.


16. Birbirleri için ne kadar tabii ve lüzumlu iseler, etrafları için o kadar garip ve manasız olduklarını karanlık bir şekilde hissetmiyor değillerdi.


17. Bunun için; hayatlarının beraberliği dünyanın en tabii, en kendiliğinden anlaşılır, en basit bir işi olduğu için, birbirlerine söyleyecek uzun boylu lâflan da yoktu.


18. Tabii bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de münasipçe bir kısmet varken kaçırılmaması düşünülmüştür.


19. Şimdi birçok yerlerde incir ve ceviz ağaçları, yolun kenarlarında koyu yeşil iki duvar gibi yükseliyor, hatta bazı yerlerde iri cevizler tabii bir kemer vücuda getiriyorlardı.


20. Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hâkim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı.