Kelimeler: sıra
Sıra kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Ara sıra: Muazzezi bu oğlan nereye götürdü acaba?
2. Yalnız delikanlı ara sıra elini uzatıp yataktakinin saçlarına dokunuyordu.
3. Evde böyle karısıyla yapayalnız kaldığı günler ara sıra Kübrayı hatırlıyordu.
4. Sıra bizim Muhammede gelince: Saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir...
5. Ara sıra düşünecek olsa da, hareketlerinde pek büyük bir fenalık görmüyordu.
6. Önüne bakıyor, hikâye sini ara sıra ağlama nöbetleriyle kesen kadını dinliyordu.
7. Sağ eliyle kalbini bastırmakta ve gözleri dışarı fırlayarak, ara sıra öğürmekte idi.
8. Gelin; başında, sıra sıra altın ve incilerle yüklü bir fes taşıyor ve ince bir tül arkasına, iki demet sarı tel yanaklarının üsBugünden sonra, Muazzez, Kübradan büsbütün kaçar oldu.
9. Keskin ve nemli bir rüzgâr esiyor, insanın yüzüne ara sıra ince damlalar savuruyordu.
10. Ara sıra sağ yanağı hafifçe oynuyor ve bu ürperme kadının yüzündeki sırıtma ifadesini artırıyordu.
11. Konuşurken ara sıra durup bütün dişlerini gösterecek şekilde ağzını açarak sık sık nefes alıyordu.
12. Gözkapaklrında kıl gibi ince mavi damarlar dolaşıyor, biraz dağınık olan kaşları ara sıra hafifçe ürperiyordu.
13. Ara sıra başını kapıdan dışarı uzatarak yola bakıyor, sonra kendini oyalamak için tekrar veresiye defterlerine sarılıyordu.
14. Dere yatağının kenarındaki dikenlerin arasında ağustos böcekleri ötüyor, ara sıra kımıldayan atların ayakları arasında çekirgeler sıçrıyordu.
15. Hafifçe aralanan gözleri ara sıra babasına ve Yusuf a çevriliyor, fakat onlarda yatmak alametleri görmeyince tekrar kapanıyordu.
16. Halbuki Yusuf karşısındakinin ken dişine ara sıra fırlattığı kaçak ve ani bakışlardan asla iyi mana 1ar çıkaramıyordu.
17. İhtimal cevap da veriyor ve Sarı Hafız bunun için ara sıra böyle daha ateşli, daha manalı haykırıyordu.
18. Çocuk bu esnada hayret veren bir itidal ve lakaytlık gösteriyor, yalnız ara sıra şiddetle dişlerini sıkıyor ve sapsarı kesiliyordu.
19. Şaşkın ve ağlamış gözlerle ara sıra etrafı süzüyor, fakat daha ziyade önüne bakarak, ihtimal bu sıkıntının biteceği dakikayı bekliyordu.
20. Yarı tıkalı burun delikleriyle, bu kokuyu sonuna kadar içmek için, derin derin nefes alıyorlar ve ara sıra birbirlerine bakıyorlardı.