Kelimeler: perişan

Perişan kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Hakikaten harap ve perişan bir haldeydi.


2. Yolunuyor zavallı kadın; pek perişan oldu.


3. Muazzeze hiçbir şey söylemiyor, sadece onun dalgın, perişan halini kalbi parçalanarak seyrediyordu.


4. Aklına doğru dürüst bir cümle gelmiyor ve perişan kelimeler dudaklarından teker teker dökülüyordu.


5. Gözlerini açıp etrafına bakındı: Karşısında perişan bir tavırla titreyen karısından başka bir şey göremedi.


6. Bir sürü perişan düşünce başının içinde sallanıyor, birbirini çaprazlayıp dolaşıyor, fakat bu, onlardan hiçbirini yakalayamıyordu.


7. Her şeyi kolayca tefsir ediveren komşular bu sefer düşünmeye dalmışlardı ve herhangi bir tahminde bulunamayarak sadece Şahindeye sualler soruyorlar ve zaten perişan bir halde olan kadını büsbütün şaşkına çeviriyorlardı.


8. Getirenler Yunus Ağa isminde ihtiyar bir pabuççu ile 35 yaşlarında, perişan kıyafetli bir kadın ve onun yanında mütemadiyen Yusuf un sarı çehresine bakan ve durmadan ağlayan hasta kılıklı bir kızdı.


9. Edremite dönmezlerse hem kızının hem Yusuf un perişan olacaklarını, ikisinin de ellerinden bir iş gelmediğini, Yusuf un zaten yabancı olmadığını ve kendisinin bu nikâha muhalif bulunmadığını, şart olsun, dinim hakkı için gibi büyük yeminlerle anlattı.