Kelimeler: pembe

Pembe kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bu sırada onun sırtında pembe saten entarisi olduğunu farketti.


2. Pembe boyalı ahşap binaya girince şahitlerle Şakir sofada kaldı.


3. Pembe saten fistanını giydi, yeldirmesini, başörtüsünü zor takınıp dışarı fırladı.


4. Bir hışırtı oldu ve Muazzezin pembe saten elbisesi bu tarafa yaklaştı.


5. Burası pembe atlas yorganlı bir yatakla ve sırmalı yastıklı minderlerle süslendi.


6. Pembe ve ayva tüylü yanaklarından yaşlar yuvarlanıyor ve o bunların arkasında gülmeye çalışıyordu.


7. Zeytinlerin arasında da tek tük erik ve kayısı ağaçları vardı ve bunlar da tatlı pembe çiçeklerle donanmışlardı.


8. Arkadaşının pembe ve tombul yüzünü, bir şey anatırken iki elini birden havaya kaldırarak işaretler yapışını görür gibi oldu.


9. Kalın iki örgü halinde arkasında sallanan kumral saçları, koşarken uçuyor; pembe ve yuvarlak topukları, ökçesiz ve ayağına biraz büyük gelen terliklerinin içinde mini mini duruyordu.


10. Yusuf onların, omuzlarında havlu ve çıplak ayaklarında nalın ile, kolları sıvalı, aptes almaya gittiklerini ve pembe, çıplak ayaklarıyla kirli bir seccadenin üstünde yatıp kalktıklarını tekrar görür gibi oldu.


11. Birdenbire evin içini saadetiyle dolduruveren, ince vücudu ve pembe yüzüyle babasını kapıdan karşılayarak onu bu yaşlı demlerinde bir gençlik havası içine atan kızını daha münasip bir yaşayış içinde bırakıp gitmek emelinde idi.