Kelimeler: oturmuş

Oturmuş kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Kübra kapının dışında oturmuş, Baba!


2. Birkaç küçük çocuk kapılarının eşiğine oturmuş sütlü mısır yiyorlardı.


3. Yusuf mindere oturmuş, bir ayağını altına almış, ötekini dikerek kollarım onun üstüne dayamıştı.


4. Odaya girdiği zaman Salâhattin Beyi yatakta oturmuş ve arkasına bir yastık alıp duvara yaslanmış buldu...


5. Hacı Etem altına alıp oturmuş olduğu sağ ayağını yere indirdi ve eliyle bir şey fırlatıp atar gibi bir işaret yaptı:


6. Masadan biraz açık duran bir iskemleye Yusuf un şahsen tanıdığı fakat kim olduğunu bilmediği kır saçlı bir adam oturmuş ud çalıyordu.


7. Bunun için, merdivenin son basamaklarına gelip oturmuş olan ve Muazzezin odasından çıkıp yanındaki odaya gidinceye kadar kendisini büyümüş gözlerle takip eden Kübrayı görmedi.