Kelimeler: muhakkak

Muhakkak kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Fakat bu kazayı Şakirin yaptığı muhakkak mı?


2. Muhakkak kerata bir saattir içerisinin dolmasını beklemiş.


3. Muhakkak ki, Edremitte ondan çok zeytini olan yoktu.


4. O kız böyle kalmaz, muhakkak bir şeyler yapacak...


5. Sen olmasan muhakkak bir yerde bir aksaklık çıkar...


6. Fakat bir şey yapmak, muhakkak bir şey yapmak lazımdı.


7. Hacı Etemle beraber gelmesinde de muhakkak bir maksat gizliydi.


8. Yakın komşularda olsalar muhakkak Yusuf un geldiğini mahalle çocuklarından duyup gelirlerdi.


9. Bütün işi pencerede oturup mahallenin ahvalini kafes arkasından kontrol etmek olan bu kadının verdiği malumat muhakkak doğru İdi.


10. Ali kendine tamamiyle malik olsa ve Yusuf un haline dikkat etse, muhakkak hayret eder, belki de çok müteessir olurdu.


11. Dar sokakların iki tarafındaki ahşap, fakat oldukça biçimli ve aşağı yukarı birbirine benzeyen evlerin hepsinde muhakkak bir bahçe vardı.


12. Onu hem hayrete düşüren, hem düşündüren bir his de, Kübra ile tekrar ve muhakkak karşdaşacağına dair kafasında yaşayan bir kanaatti.


13. Ara sıra yeisle incelip titreyen, bazen tevekkül ve teslimiyetle ağırlaşan ve pesleşen bu sesleri, şimdi evinin bahçesinde dimdik uzanan Kaymakam muhakkak işitiyor ve anlıyordu.


14. Muazzez Yusufun vaziyetinden herhangi bir mana çıkarabilecek halde bile değildi, yoksa kocasının bakışları ve mustarip hali genç kadının muhakkak gözüne çarpar ve onu telaşa düşürürdü.