Kelimeler: mindere

Mindere kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Yusuf gocuğunu çıkarmadan odadaki mindere oturdu.


2. Kamını doyurduktan sonra yukarı çıkarak odadaki mindere uzandı.


3. Yusuf elbiseleri ile yatağın başucundaki mindere gidip oturdu.


4. O zaman mindere yan oturup ayaklarını aşağı sallayarak karşılıklı yemeğe başlıyorlardı.


5. Yusuf mindere oturmuş, bir ayağını altına almış, ötekini dikerek kollarım onun üstüne dayamıştı.


6. Şahinde aşağıda oturup, bir entarisinin sökülen eteğini dikiyor, Muazzez yukarda mindere uzanmış, yavaş sesle şarkılar mırıldanıyordu.


7. Fakat bu akşam birkaç parçasını gözden geçirdiği kıraat kitabı da onu sıktı ve tekrar mindere oturarak kafesli pencereden dışarı bakmaya başladı.


8. Birkaç kere, gündüzleri, yukarı kata, Muazzezin yanına çıkmış, yapayalnız bir odada bir mindere yüzükoyun yatarak düşünen genç kızla bir iki laf etmek istemişti.


9. İçeri girip avludaki tulumbada yıkandıktan sonra, yemek yemeden, yukarı kata, kendi odasına çıktı, beyaz patiska örtülü ve halı yastıklı mindere uzanarak düşünmeye başladı.


10. Müphem bir düşünce şeridi halinde kafasından bunlar geçer ve o, elleri ensesinde, mindere arkası üstü uzanıp gözlerini tavana dikerken, hafifçe oda kapısı gıcırdadı.


11. Başı daima çatkılı ve gözleri daima kızarmış olan Şahinde sofraya gelip birkaç yudum alır, sonra bahçe tarafındaki odasına geçerek mindere uzanır ve of, aman!


12. Buna rağmen her ikisinin de gözleri karşı mindere, Salâhattin Beyin her akşam yemekten sonra oturup eski kitapları karıştırdığı köşeye gidince, ikisi de başlarını önlerine eğerek dakikalarca susuyorlardı.