Kelimeler: kolunu

Kolunu kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Yusuf onun kolunu tuttu:


2. Şahinde Yusufun yüzüne bakınca korktu, kolunu onun elinden kurtararak:


3. Şakir Bey ise, elini, kolunu sallayıp serbest serbest ortalıkta dolaşıyordu.


4. Kolunu pencerenin kenarına dayamış ve başını, yorgunluktan bitkin bir halde, onun üstüne yatırmıştı.


5. Başını yukarı çevirdi ve bir kolunu yorganın üstüne atarak daha geniş, daha rahat nefeslerle uykusuna devam etti.


6. Fakat bu sırada, Yusuf kolunu tekrar havaya kaldırdığı zaman, kamçı, kenarda ve konsolun üzerinde duran lambaya çarptı ve onun şişesini düşürdü.


7. Bunlardan biri, yere eğilip Desdemonanın düşürdüğü mendili alan Yagoyu, diğeri de muhteşem bir yatağa serilen Desdemona ile, hançeri kendi gırtlağına saplamak için kolunu kaldıran ak sakallı, kıskanç zenciyi gösteriyordu.


8. Muazzezin etrafıyla bu kadar az alakadar olmaya başlaması ve rüyada yaşar gibi süzgün duruşları Yusuf un elini kolunu bağlıyor ve herhangi bir şey konuşmak, şüphelerini ve dertlerini karısına açmak cesaretini ondan alıyordu.


9. Kaymakam korku ile iskemlesini çekti, fakat Yusuf birdenbire kolunu havaya kaldırdı, elinde tuttuğu meşin kamçıyı İzzet Beyin suratına yapıştırdı, ondan sonra bu kamçı müthiş bir çabuklukla inip kalkmaya ve masanın etrafındakilere rastgele vurmaya başladı.


10. Sabahları kalktığı zaman kendisine böyle kahvaltı hazırlayacak veya sadece kolunu mavi yorganın üzerine uzatıp uyuyacak bir kadın yerine, herhangi bir köy odasının isli kalaslı tavanını görmek Yusuf a bir an için pek acı geldi.