Kelimeler: kapının

Kapının kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Kapının önünde ne bekliyorsun?


2. Kübra kapının yanına gelmişti.


3. Kübra kapının dışında oturmuş, Baba!


4. Sonra kapının yanında bekleyen candarmaya:


5. Kapının önünde birbirlerinden ayrılırlarken Hacı Etem:


6. Kollarını dirseklerine kadar kapının içine sokup yaslanarak:


7. Yusuf şaşkın ve sapsarı kapının önünde duruyordu.


8. İsmail arabayı iki katlı bir kapının önünde durdurdu.


9. Uyanan ev halkı, kapının önüne toplanmışlar, merakla içeri bakıyorlardı.


10. Kapının kapandığını duyunca aklına bir şey gelmiş gibi telaşla başını çevirdi:


11. Kapının yanında konuşulanları duymamış, fakat orada fevkalade şeyler cereyan ettiğini anlamıştı.


12. Çayiçi denilen mahalledeki evin avlusu kadınlarla ve kapının önündeki meydan erkeklerle doluydu.


13. İki kanatlı kapının yanındaki odayı açtı; çırayı götürüp ocağa koyduktan sonra dışarı fırladı.


14. Bağda dolaşanlar tahta kapının alt ucunun yerde sürünerek çıkardığı sesi duymuşlar, bu tarafa bakıyorlardı.


15. Yusuf daha kapının önünde dururken içerde süratli bazı tıpırtılar olmuş ve sonra birdenbire kesilmişti.


16. Akşam üzerleri yalnız başına evde otururken, sokaktan her geçenin ayak sesiyle yerinden hoplar, kapının çalınmasını ve soluk yüzüyle babasının içeri girmesini beklerdi.


17. Perdeler sırma işlemeli yağlıklar ile bağlandı, kapının karşısına gelen duvarın kenarına bir konsol, bir ayna, bir masa saati ve iki karpuzlu lamba kondu.


18. Eteklerini toplayıp kendi başına atlamaya kalkıştı, fakat beceremediği için yanaşmanın gelip elinden tutmasını bekledi, sonra kapının önündeki iki ayak taş merdiveni çıkarak hızlı hızlı tokmağı vurdu.


19. O kadar derin bir uykudaydı ki, ne, saatte bir koğuşa girip nöbet değiştiren candarmaların gürültüsü, ne de dışarda, kapının önünde dolaşan nöbetçinin, sokağın taşlarında çın çın öten, nalçalı ayakkabılarının sesi onu uyandıramıyordu.


20. Salâhattin Bey, böyle şeylere hacet kalmayacağını, hem artık ikide birde bu piliyi pırtıyı toplamak tehdidinden vazgeçmesini, eğer canı pek gitmek istiyorsa, işte kapının açık olduğunu, fakat Nazillide reji ambar memuru olan babasının kendisini dört gözle beklemediğini biraz sertçe bir lisanla ona izah ediverir ve bunun arkasından, yarım saatten fazla süren bir ağlama ve çırpınma nöbetini yatıştırmakla uğraşırdı.