Kelimeler: hakikaten
Hakikaten kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Acaba hakikaten eve mi?
2. Hakikaten burda pek mi eğleniyordu?
3. Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu.
4. Hakikaten Alinin anneannesi Edremitin meşhur simalarındandı.
5. Hakikaten harap ve perişan bir haldeydi.
6. Bunu hakikaten yapıp yapamayacağını bir an kendi kendine sordu.
7. Hakikaten Muazzez meselesi muhakemede bir kere bile ağıza alınmamıştı.
8. Kaymakamla son günlerde hakikaten meşgul olan, Yu suf tu.
9. Hakikaten, ne yaparsa yapsın, kimlerle arkadaş olursa olsun, alışamıyordu bu şehirlilere vesselam...
10. Hakikaten hiç kimse bu çocuğun şimdiye kadar herhangi bir münasebetle, herhangi bir hissi tezahür gösterdiğini görmemişti.
11. Bir kere aklı Muazzeze saplanmıştı, mütemadiyen onu görüyor ve nazarları Aliye iliştikçe hakikaten içinde kaynar sular köpürüyormuş gibi oluyordu.
12. Derhal bulduğu bu yalana kendisi de inanmış gibi içi cız etti ve hakikaten Yusufun buraya babasına ait fena bir haberle gelmiş olmasından korktu.
13. Bu yabani çocuğa evvela ehemmiyet vermediler; fakat asıl ve hakikaten ehemmiyet vermeyenin bu yabani çocuk olduğunu fark edince onunla alay etmek, onu kızdırmak istediler.
14. Hakikaten, gece saat on ikiye kadar tavla ve çene attıktan sonra ciddi bir tavır alarak eve gelen ve yatakta beyaz, tombul bir vücut arayan birçok kocalar için bu çeşit karılar birebirdi.
15. Muazzezin sarhoş halinde bile kendini Kaymakamm batıcı buselerinden kurtarmaya uğraştığını gördükçe, bir zamanlar hakikaten sevmiş olduğu bu kıza karşı bir parça merhamet duyar gibi oluyor, fakat arka arkaya gelip onu bir hayli üzmüş olan hadiselerin hatırası, içinde yerleşen bir hiddet ve artık her şeyin bitmiş ve tamir edilecek halden çıkmış olduğu düşüncesi, onu derhal soğuk ve lakayt haline döndürüyordu.