Kelimeler: girip

Girip kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. İçeri girip yeldirmemi alayım...


2. Bayram Yerine gelince Alinin dükkânına sapacağı yerde karşı taraftaki kahveye girip camın yanına oturdu.


3. Mutad merasimle meşgul olan ve eve girip çıkan ihtiyar Hasip Efendinin gözleri bir aralık ona ilişti.


4. Doğmuş, büyümüş, okumuş, devlet hizmetine girip memleketi dolaşmış, ihtiyarlamış, evlenip kavga ve dırıltı içinde bir hayat geçirmiş ve nihayet bu hale gelmişti...


5. İçeri girip avludaki tulumbada yıkandıktan sonra, yemek yemeden, yukarı kata, kendi odasına çıktı, beyaz patiska örtülü ve halı yastıklı mindere uzanarak düşünmeye başladı.


6. O kadar derin bir uykudaydı ki, ne, saatte bir koğuşa girip nöbet değiştiren candarmaların gürültüsü, ne de dışarda, kapının önünde dolaşan nöbetçinin, sokağın taşlarında çın çın öten, nalçalı ayakkabılarının sesi onu uyandıramıyordu.


7. Yusuf onun uzun parmaklı, ince ve sarıya yakın beyaz ayaklarına dalar, senelerden beri türlü köselelerin içine girip çıktığı halde bunların nasıl olup da, bir tüyle bile dokunulmamış kadar ince derili, muntazam ve güzel kaldığına hayret ederdi.


8. Odaya girip kendisini soymak isteyen karısı, sarhoşun zaten taşmaya hazır olan rikkat ve nedamet hislerinin boşanmasına sebep olur, kendini bilmeyen adam, anlaşılmaz kelimeler mırıldanarak karısının ellerine sarılır, onları öper, yumruklan ile göğsünü ve beyaz saçlı başını dövmeye başlardı.