Kelimeler: gidip

Gidip kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. Meselenin fevkalade ehemmiyetsiz ve düşünmeye değmez olduğunu tekrarlıyor, Eve gidip kendisiyle konuşayım...


22. Yarın, öbür gün anam gidip isteyecek, nişanı, düğünü de gene onlar konuşacak...


23. Oraya, o küçük ve çukur yere gidip gömülmek mecburiyeti ona pek acı geldi.


24. Ah, kendisine gidip derdini anlattığı zaman: Git oğul, bende o kadar para ne gezer!


25. Çok kere akşam üzerleri hükümete gidip babasını aşağıda bekliyor ve onunla beraber eve dönüyordu.


26. Hemen gidip Muazzezi evden almak, kimseye bir şey söylemeden, bilmediği bir tarafa gitmek istiyordu.


27. Ve arkasına bakmadan Soğuktulumba tarafına yürüdü; /.tytinliğe gidip akşama kadar işçilere göz kulak oldu.


28. Arastada pabuççu bir Yunus Ağa vardı, o haber verirdi: Havrana, yahut Frenkköyüne gidip avrat oynatırlarmış.


29. Bu kadar vukuattan sonra Hilmi Beylere günaşırı gidip geliyor, bu da yetmezmiş gibi kızı da götürüyor.


30. Deh oğlan gidip bir taşkınlık yapar, kendini tutamayıp bir vaka çıkarır, işi düzelmez bir hale sokardı.


31. Araya giren soğukluğa rağmen Hilmi Beylere bile gidip geliyor, yalnız burada, Muazzezin başkasına sözlü olduğunu asla ağzına almıyordu.


32. Yoksa kendisi asla ona gidip her şeyi söyleyemez veya annesinin arzularına mukavemet edip başka bir yaşayış şekline dönemezdi.


33. Hiçbir şeyden haberi olmayan bu çocuğa gidip: Biz senin paranı aldık ama, kızı sana vermedik, onu da kendimize alıkoyduk!..


34. Üç yüz yirmi lira tamam olunca yine karşısındakinin yüzüne bakmadan ve bir şey söylemeden kapıya gidip yağmurun içinde kayboldu.


35. Hürriyet ilanının, İtalyan, Balkan harplerinin tesirleri buraya muayyen bir müddet geçtikten sonra gelmiş, askerler sessizce gidip, ölmeyenler yine sessizce dönmüşlerdi.


36. Hele Hulusi Beyin ağzından kaçırdığı imalı bir laftan, evdekilerin Hilmi Beylerle tekrar münasebete geçtiklerini ve onlara gidip geldiklerini anlayınca büsbütün şaşırdı.


37. Oğlan iki üç hafta köye dönmeyeceğini, buradan Havrana gidip oradaki eniştesinde kalacağını söylüyor ve Yusuf la Muazzezin kendi köylerinde olmadığını yeminle temin ediyordu.


38. Sıcak günün sonunda sokaklarda beliriveren bir kalabalık, dört tarafa gidip geliyor, kimisi koltuğunda birkaç pide, kimisi elindeki kâsede biraz tahin pekmez ile evine dönüyordu.


39. Babasının ölümünden birkaç gün sonra tekrar gidip gelmeye başladığı tozlu odanın kendisi için son ve daimi bir sığınak olduğuna inanmaktan onu alıkoyan, işte bu müphem ümitti.


40. Bir müddet evvel oraya kadar gidip bir kadeh atan, sonra meze dolu ağzıyla tekrar masa başına gelerek oyuna iştirak eden keyif ehillerinde pek yerlerinden kımıldayacak hal kalmamıştı.