Kelimeler: genç

Genç kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


41. Cemal Çavuş genç ve meslekte yeni bir candarmaydı, fakat Hacı Etemin buraya Aliye yanıp yakılmak için gelmediğini anlamayacak kadar da saf ve acemi değildi.


42. Kapalı büyüyen ve bu şekilde bütün tabii arzu ve ihtiyaçlarını içinde hapsetmeye mecbur olan genç kız, gayet tabii olarak, sinirli ve manen bozuk bir mahluktu.


43. Muazzez Yusufun vaziyetinden herhangi bir mana çıkarabilecek halde bile değildi, yoksa kocasının bakışları ve mustarip hali genç kadının muhakkak gözüne çarpar ve onu telaşa düşürürdü.


44. Başını çevirerek Muazzezi çağırmak, dışarısını onunla birlikte seyretmek istedi, fakat genç kadın başını yastığa gömmüş, sağ elini yanağının altına koymuş, bir çocuk gibi mışıl mışıl uyuyordu.


45. Bu buruşmaya başlamış ve ağlamaktan kızarmış çehrenin arkasında taze bir genç kız yüzü görür gibi oldu ve o anda ilk evlendiği gecenin ümit ve sevinç dolu hislerini tekrar yaşadı.


46. Genç yaşında küçük bir kız çocukla dul kaldığı halde babasından ve kocasından kalan malları tek başına idare etmiş, ayağına mestlerini giyip aylarca zeytinlerinin başında dolaşmış, İstanbula ve İzmire yağ satmış, nihayet kızını oldukça fakir bir delikanlı olan Şerif Efendiye, Alinin babasına verince, biraz istirahate çekilmişti.


47. Kocasının çok geniş olmayan, biraz çizgili alnı, hiç çukur yapmadan bu alınla birleşen burnu ve daima birbirine sımsıkı yapışmış duran dudakları Muazzezde korkuya benzer hisler uyandırıyor ve bunun için genç kadın çok kere hiç sebep yokken ağlayarak kocasına sarılıyor ve onun yüzünü rastgele ve çılgınca öpmeye başlıyordu.