Kelimeler: farkına
Farkına kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Kadın ile kızı da bunun farkına varmışlardı.
2. Ancak şimdi ortada ciddi bir mesele olduğunun farkına varan Kaymakam:
3. Yusuf bunun farkına vararak yavaşladı ve etrafına bakına bakına yürümeye başladı.
4. Bundan sonra her şey o kadar çabuk ve kolay oldu ki, Muazzez de farkına varmadı.
5. Bıraktığı birkaç mecidiye ile evin bu kadar sıkıntısız geçinmesine hayret etmiyor, daha doğrusu hiçbir şeyin farkına varmıyordu.
6. Yusuf annesiyle konuşurken, gözleri Kübraya iliştikçe başını çevirmiş ve üzerinde her zaman garip bir tesir yapan bu kızın mevcudiyetinin farkına varmamaya çalışmıştı.
7. Muazzezin uzun zaman geri dönmediğinin farkına varan Meliha üzüm yemeyi bırakarak içeri koştu ve Şahindeye Yusuf un gelip Muazzezi çağırdığını ve herhalde beraber gittiklerini söyledi.
8. Yusuf a kalsa gene işin farkına varacağı yoktu, bereket versin hiçbir zaman ondan ayrılmayan ve yapılan teklif ve tehditlere rağmen Yusuf u terketmeyen Ali, ona birçok bilmediği şeyleri öğretiyor, pek körü körüne yürümemesini temine çalışıyordu.