Kelimeler: fakat
Fakat kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
61. Ali bir şeyler söylemek istiyor, fakat bir türlü beceremiyordu.
62. Beyaz, fakat kirli bir gömleğin altındaki vücudu şiddetle sarsılıyordu.
63. Birkaç kere olduğu yerde doğrulmak istedi, fakat muktedir olamadı.
64. Dedikçe, Reisin yüreği parçalanıyor, fakat bir şey yapmayacağını düşünerek:
65. Fakat adımları gitgide süratlendi ve kasabaya adeta koşarak girdi.
66. Fakat ben seni bilirim, başının doğrusuna gider bir insansın!
67. Fakat bir şey yapmak, muhakkak bir şey yapmak lazımdı.
68. Fakat bu hatayı, tamamen iş işten geçmeden düzeltmek lazımdı.
69. Fakat gayet yavaş yapılan bu hareketleri Muazzezin hissettiği şüpheliydi.
70. Fakat içindeki hayat ve gençlik hisleri bu yüzden azalmadı.
71. Fakat karısından işe yarar bir cevap almak imkânı yoktu.
72. Fakat o birdenbire silkinerek Haayt!
73. Fakat Salâhattin Bey gibi aklınca bir aile yuvası kurmak!
74. Fakat vakit daha erkendi ve evdekiler herhalde komşuya gitmişlerdi.
75. Fakat Yusuf derhal o gün köylere gitmek emrini aldı.
76. Fakat Yusuf un ağlamamış olması onu daha çok korkuttu.
77. Fakat Yusuf un bu tarafta bir şey gördüğü yoktu.
78. Muazzez gözlerini sitemli, fakat keskin bir bakışla annesine çevirdi.
79. Muazzez Yusufun bıraktığı tası uzattı; fakat babası onu iterek:
80. Sarı benizli, nahif, fakat kuvvetli ve dayanıklı bir çocuktu.